22 Kasım 2015 Pazar
BİR BİNA BULUNMASI GEREKEN ÖZELLİKLER
Yapılarımız işlevsel ihtiyaçları daha fazla karşılamalı, daha uzun ömürlü, daha zarif ve güzel olmalı, daha az enerji kullanmalı, çevrelerine ve tarihimize daha saygılı olmalıdırlar.
Mutfak tasarımı kullanışlı, içinde ayakta durulması kolay, iyi aydınlatılmış ve yapılmakta olan işe yoğunlaşmak için en az gayreti gerektirecek - veya tam tersi şekilde olabilir. Sınıf öğrenmek için iyi: iyi aydınlatılmış, havalandırılan, konsantre olmak için yeterince büyük, sıkıcı bir ders olmasını engellemek için güneş alan, yan odalardan gürültü gelmeyen bir yer - veya tam tersi olabilir. Hastane iyileşmek için iyi: perdeler veya bölmelerle özel kullanım sağlayacak şekilde, uygun zamanlarda diğer hastalarla sohbet etmeye müsait, insanlara dışarıdaki dünyanın güzelliğini hatırlatarak onları hasta yataklarından kaldıracak bir yer olabilir veya bunların hiçbiri olmayabilir.
Bina ölçeğinde de, mimarlığın kalitesi uygunluk, sağlamlık, dayanıklılık ve zevk gerektirir. Kullanım için uygun olmanın koşulları: bireysel veya grup kullanımına uygun doğru ölçülerde ve ölçekte yapılmış odalar; uyumak için, temiz havası olan ve dinlenmek için güvenli bir yer olan, sessiz, mevsime göre istendiği gibi ılık veya serin olan bir mekan; aydınlık, kullanışlı ve iyi iş yapmamızı mümkün kılan bir büro; tören ve sosyal etkileşim için uygun bir yer; zaman içinde değişen işlev ve gereksinimlere uyum sağlayabilecek bir yer; sağlıklı yapılı çevreye sahip olan ve ekolojik olarak güvenilir bir yer olmalıdır. Varolduğu süre boyunca dayanıklılık durumu: binalar kuru (nemsiz) olmalı, enerji kullanımı ve bakımı açısından ekonomik olmalı, yeterli uzunlukta bir yaşam süresine sahip olmalı ve kusursuz bir şekilde iş görmelidir. Zevk: oran zarafeti; iyi isçilikten duyulan haz; renk, ışık ve gölge, biçim ve siluet olasılıklarının bilinci; günümüzün kültürel meşruiyetine duyduğumuz inanç, geçmişe ve bölgesel kimliğe gösterdiğimiz saygı sayesinde beliren kültürel uygunluk ve anlamlılıktır.
Ya bugün?
Uygunluk hakkında: Birçok çağdaş konutta yetersiz mekân standartlarına bulunmaktadır. Avrupa Birliğinde, kişi basına ortalama yasam alanı 30 metrekaredir ve bu Çin Halk Cumhuriyetinde bunun yerine geçen miktardan 3 kat daha fazladır – tabi üstelik milyonlarca insanin başlarını sokacak bir çatıları bile olmadığı da göz ardı edilemez. Günün hangi saati olduğunun, daha da kötüsü değişen mevsimlerin algılanması olanaksız olan, doğal aydınlatması bulunmayan bürolar ve dükkânlar yapıyoruz. Varolduğu sürece dayanıklılık konusuna gelince: Engellenemeyen ve potansiyel sınırsız büyümeye inanarak, işlev değişikliklerine uyum sağlayamadıkları için binaları inşalarından 20 yıl sonra yıkıyoruz. Bununla ilgili olarak kaynakların, sermayenin ve malzemenin ziyan edilmesi kabul edilemez.
Daha uygun bina elde edilmesi için, kamu politikaları artık değişmelidir:
.Bir binada bulunması gereken özelliklerden biride ısı,ses,su ve yangın yalıtımının bulunmasıdır…
A-Binalarda Isı Yalıtımı
Dünya üzerindeki birincil enerji kaynaklarının hızla tükenmesi üzerine gelişmiş ülkeler basta olmak üzere tüm ülkeler enerji ihtiyaçlarını kontrol altına alma ve enerjiyi etkin kullanma yöntemleri geliştirmişlerdir.Ülkemizde de; basta sanayi ve konut sektörlerinde olmak üzere, enerji tüketimleri her geçen yıl artmaktadır. Konutlarda kullanılan enerjinin büyük bir kısmi ısıtma ve soğutma amaçlı olarak tüketilmektedir. Söz konusu bu enerjinin; etkin kullanılması, isi yalıtımı ile sağlanabilir. Bina zarfı, binanın iç ortamını dış ortamdan ayran yapı elemanlarını kapsar. Duvarlar, pencereler, kapılar, döşeme, tavan ve çatı, bina zarfını oluşturur. Sağlıklı yasam koşullarının yaratılması, yakıt tüketimlerini azaltarak; kullanıcının düşük yakıt masrafları ile sistemini isletmesinin ve dolayısıyla hava kirliliğinin azaltılmasının sağlanması, binanın iç ve dış etkenlerden korunarak ömrünün uzatılması amacıyla; yapı bileşenleri üzerinden, farklı sıcaklıktaki iki ortam (dış hava - yaşanan mahaller) arasındaki isi geççisini azaltmak için yapılan işlemlere isi yalıtımı denir.
Duvarlar: Enerji verimliliği için isi kaybeden duvarlara isi yalıtımı yapılmalıdır. Duvarlarda yalıtım içten (duvarın iç yüzünden) veya dıştan (duvarın dış yüzünden) yapılabilir. Bunun için çeşitli isi yalıtım malzemeleri ve detayları uygulanabilir.
Pencereler: Pencerelerde isi kaybı açısından en önemli özellik, isi geçirgenlik katsayılarıdır. (U değeri). Binalarda kullanılacak pencerelerin isi geçirgenlik katsayıları TS 825’e uygun olmalıdır. Pencereler, kıs mevsiminde günesin mahal içerisine girişini arttırmalı, yaz mevsiminde azaltmalıdır. Bunun için pencere sistemlerinde çift camlar, loğ-e kaplı çift camlar, güneş kontrol kaplamalı camlar ile yalıtımlı doğramalar kullanılmalıdır.
Tavan/çatı ve döşemeler: Binalarda duvarlar ve pencerelerden sonra en fazla isi kaybı/kazancı olan bölümler, tavan/çatı ve döşemelerdir. Bu bölümlere de isi yalıtımı yapılmalıdır. Bunun için çeşitli isi yalıtım malzemeleri ve detayları uygulanabilir.
Isı yalıtım malzemeleri; isi kayıp ve kazançlarının azaltılmasında kullanılan sadece minimum kalınlıkta yalıtım sağlamak amacıyla üretilmiş yüksek ısıl dirence sahip özel ürünlerdir. Isı yalıtım malzemelerinin en temel özelliği ısı iletim katsayılarının düşük olmasıdır.
Binalarda ısı yalıtımı uygulanması ile;
• Çatı, duvar ve döşemelerde tekniğine uygun isi yalıtımı malzemeleri kullanılması ile ısıtma ve soğutma amaçlı tüketilen yakıt miktarının azalması,
• Hava kirliliği azalması,
• Sağlıklı ve konforlu bir ortam oluşması sonucunda sağlık giderlerinin azalması,
• Yapı bileşenlerinin yogusma sonucu korozyona uğraması önlenerek binanın korunması sağlanır.
B- Ses Yalıtımı
Gelişen teknolojiye paralel olarak yapı elemanlarının hafiflemesiyle gürültü sorunları ortaya çıkabilmektedir. Bu sebeple yapı elemanlarının ses ışınları karsısındaki davranışlarını iyi bilmek, sonradan meydana gelecek ve masraflı, telafisi zor durumlarda kalmayı önleyebilir. Yapı elemanları vasıtasıyla iletilen bu seslerin miktarlarını azaltmak için alınan önlemlere “Ses Yalıtımı” denir.
Yapı elemanlarında sesin iletimi ve yayılımı iki yolla olur :
1. Hava dogusumlu sesin bir mekandan diğerine iletilmesi
2. Darbe sesinin alici mekanda hava dogusumlu ses olarak yayılması Ya da strüktür yoluyla uzak mekanlara taşınarak hava dogusumlu ses olarak yayılması
Özellikle konut, okul, hastane gibi gürültüye duyarlı yapılar için yapı elemanlarının ses geçis kaybı değerlerinin belli limitlerde olması gerekmektedir. Yapı akustiği açısından en doğrusu mimari tasarım aşamasında gürültü kontrolünün yapılmasıdır. Mekanların işlevleri ve bu mekanları etkileyen gürültü kaynakları göz önüne alınarak alınabilecek bazı önlemler su şekildedir :
• Yapının Konumu
- Yapının otoyollardaki trafik gürültüsünden, demiryolu ve havayolu taşıtlarının gürültülerinden etkilenmemesi için yapıları mümkün olduğunca buralara uzak inşa etmek.
- Gürültü kaynağı ile seçilen yerleşim merkezleri arasına doğal tepeler, ağaçlar veya yapay setler oluşturmak.
- Yansımaya sebep olacak bina şekillerinden kaçınmak. (U seklinde, avlu tipi)
- Mevcut rüzgar ve sıcaklık değişimlerini dikkate almak.
• Yapı içindeki bölme elemanlarının ses yalıtımı
- Yapı elemanlarının yoğunluğunu arttırmak.
- Çift tabakalı duvar uygulaması yapmak.
- Cam alanlarında çift cam, lamine cam uygulaması yapmak.
- Kalın, ağır ve boşluksuz kapılar kullanmak. Kullanılamıyorsa önlem almak.
- Duvarları delerek geçen havalandırma kanallarından, borulardan ve etrafındaki boşluklarda ses sızıntısını önlemek.
- Darbe sesine karsı yüzer döşeme uygulamaları yapmak (neopren,polietilen, tas yünü döşeme detayları) , esnek tespitli asma tavan uygulamak.
SES YALITIMINDA KULLANILAN MALZEMELER :
• Mineral Yünler
• Polietilen
• Kauçuk Köpüğü
• Ahşap Yünü
• Poliüretan
C-Su Yalıtımı
Yapıların uzun ömürlü olabilmesi, sağlıklı konforlu ve güvenli bir ortam sağlayabilmesi için iç ve diş etkenlere karsı doğru bir şekilde korunması gerekmektedir. Söz konusu bu iç ve diş etkenlerden korunabilmenin en etkin yolu da yalıtımdır. Bir uzmanlık dalı olan yalıtımın ana unsurları “doğru detay” , “nitelikli malzeme” , “ sağlıklı uygulama” dır.
Yapılarda su yalıtımı, suyun hangi şiddette, hangi halde ve nereden gelirse gelsin yapı kabuğundan içeri girerek yapı elemanlarına dolayısıyla da yapıya zarar vermesini önlemek için yapılır. Suyun yapılarda sıvı veya gaz halinde bulunması yıpranmaların ve zararlı etkilerin en önemli nedenidir.
Su yapıya çeşitli şiddetlerde çeşitli yollardan girebilir :
Cepheden Sızma Yoluyla Rutubet: Sağlıklı bir sıva kati üzerine uygulanan bir boyadan beş ile on kat daha kalın olan dış cephe kaplamaları, yağmur nedeniyle cepheye vuran suyun içeri sızmasını engeller.
Yogusma Yoluyla Rutubet: Dış cephe isi yalıtım sistemi iç cephe duvarlarının yüzey sıcaklığını yükselterek yogusmanin oluşmasını önler. Düzenli havalandırma yapılması ise bağıl nem oranını düşüreceği için yogusmanin ortadan kaldırılmasına yardımcı olur.
Kılcal Su Yürümesi Yoluyla Rutubet: Koruma sıvası, yapısındaki kanallar yardımıyla suyun buharlaşmasını kolaylaştırarak, yüzeyde rutubet lekelerinin oluşmasını önler. Bu kanallar ayni zamanda, tuzları bünyesinde saklayarak bunların genleşip sıvayı çatlatmalarını engeller.
Zeminden Sızan Su Yoluyla Rutubet: Su yalıtım sistemleri, suyun duvardan geççisine engel olur. Bu tür yalıtım sistemleri öncelikle dışarıdan, su tarafından uygulanmalı, ancak sızıntı veya eski binaların rehabilitasyonunda, su yalıtımı içeriden uygulanmalıdır.
Basınçlı Su Yoluyla: Yapıya sürekli ve belli bir hidrostatik basınç yapan suları kapsar. Metre cinsinden su sütunu yüksekliği ile ifade edilen su durumu (kg/m2) olarak basınç yapar.Basınçlı suya karsı yalıtımın detaylandırılması su basıncına ve yapının yalıtım üzerine yapacağı sıkışma basıncı faktörüne göre yapılır.
D-Yangın Yalıtımı
Binanın yanıcılığının yapıda kullanılan malzemelerin niteliğiyle ilgili olduğunu düşünürsek, yangın çıkış olasılıklarının azaltılması ve çıkan yangının en az zararla atlatılması için binada kullanılacak yapı malzemesinin seçiminde tasarımcıya çok önemli görevler düşmektedir. Yangın denince akla sadece itfaiye ve söndürme gelmemeli, gerekli yangın güvenlik önlemleri alınarak yangını önleme yoluna gidilmelidir. Tüm bunların basarıyla gerçekleşmesi için öncelikli olarak yasal yaptırımların uygulanması ve sonrasında eğitim faaliyetlerinin her yas grubuna ve eğitim seviyesine göre düzenlenerek gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
.Binaların özelliklerinden biride doğa şartlarına direnmesidir…
1-Doğal afetler karşı dayanmalı
Deprem, sel ve yel gibi tabii afetlere karsı dimdik ayakta kalabilmeleri için binaların sağlam zeminlere kurulması şarttır. Gevsek ve kaygan zeminlere çok katli bina yapmak söyle dursun basit bir gecekondu kondurmak bile akil kâri değildir. Yapıda en önemli kişim temel olduğu için masrafın çoğu da oraya yapılır.
2-Rüzgarın etkilerine karşı dayanmalı
Çok katli binalarda en büyük sorunlardan biri tekrarlı rüzgar yükleridir. Binanın konumu, binanın konstruktif özellikleri, coğrafi özellikler, mevsim özelliklerine göre binanın da-ha çok yükselen noktalarında bu yüklerin etkilerini tahmin etmek zordur. O açıdan hem çalışma esnasında , hem de uygulamanın uzun ömürlülüğü için rüzgar yükleri ile ilgili tedbirleri almakta fay-da vardır. Bunlardan bir tanesi cepheyi yatay dilatasyonlar ile bölmektir. Bu dilatasyon islerinin rüzgar yüklerinde sağladığı faydalarla birlikte çok katli binalarda cephe kaçıklıklarının ipe alin-maşında göreceli olarak faydası vardır. Her dilatasyon nok-tasını dikine çıkışta bir kırılma noktası kabul ederek, cepheyi her bölünme içinde bağımsız olarak sakile alabiliriz. Uygulama esnasında karşılaşılacak rüzgarların çalışanları tehlikeye düşüreceği açıktır. O açıdan bilhassa brandalı iskelelerde sabitleme şayisi en az %40 arttırılmalıdır. Bitiş noktaları saçak, denizlik, har pusta gibi mutlaka sabitleme elemanları ile bitirilmeli rüzgarın tekrarlı ve inatçı etkisini, o noktadaki mantolamayi bir süreçte yorup açabileceği unutulmamalıdır.
---MALZEME SEÇİMİ---
Yüksek katli binalardaki bir kisim özelliklerden yukarıda
bahsettik. Bu özelliklerden dolayı seçilen malzemede bazı
nitelikler olması gerekmektedir.
Bunlardan en önemli birkaç tanesi şunlardır.
Yapıştırıcı, sıva ve yalıtım levhaları tipleri. EN normları ve referanslarındaki değerleri sağlamalıdır.
Detay malzeme olan köse profilleri takviye edilmiş, sıkış-tırılmış, polystrol profil olası genleşmeler ve yüklerin karşılanması açısından uygun olacaktır.
Yatay dilatasyonlar fonksiyonuna uygun üretilmiş ve sisteme su almasını engelleyici detaylara sahip olmalıdır.
Düşey dilatasyon derzleri (varsa) tekniğine uygun bu is için, üretilmiş EPDM genleşme elemanlı olmalıdır.
Açıklıkların kenarları EN normlarına uygunlukta file takviyeli olmalıdır.
Pencere, kapı, diletasyon, denizlik, har pusta benzeri tüm bitiş noktaları sisteme su ve hava etkisini kaldıran, mastık, suya hassas profil veya kendinden yapışan bitiş profilleri ile donatılmalıdır. Hiç bir file bitiş noktası sabitlenmemiş kalmamalıdır.
Sıva ve dekoratif kaplama cephelerin büyüklüğü göz önüne alınarak yeterli sayıda ekiple,kesiksiz bir işlemle bölünme noktasına kadar yapılmalıdır. Bilhassa dekoratif kaplamada böylece ek yerlerinin rahatsız edici görüntüsü olmaz.
İskele sokumundan önce tüm cephe gözden geçirilmeli mastık, detay check list’i yapılmalı, temizlik yaptırılmalı, yağmur inişlerinin ve diğer açık rajlarin rijitligi ve geçirimsizliği test edilmelidir. Varsa gizli ve açık derelerin manto lama ile ilişkisi ve hataları kontrol edilmelidir. İskele sokumundan sonra sabitleme dübelleri P.U köpükle yalıtılmalı, üstleri sıvanmalı, bu sıva gerekirse sıcak hava tabancası ile
kurutulmalı sonra boya rötuşu yapılmalıdır. Tüm meslektaşlarımıza kazasız ve kazançlı uygulamalar dilerim.
.Binada bulunması(aranan) gereken özelliklerden biride ekonomik olmasıdır…Ekonomik olması
yapıda kullanılacak malzemelerin sağlam olmasına dikkat edilmeli, en ekonomik şekilde teminine gidilmeli gereksiz ve TSE belgesiz kalitesiz malzeme alınmamalıdır. Gerektiğinden fazla araç ve gereç çalıştırılmamalıdır. Ayrıca, yapının yapılacağı bölgenin iklim şartları dikkate alınarak gerekli iş planları yapılmalı, zamandan ve işçilikten tasarruf sağlamak için soğuk ve sıcak havada yapıla bilecek işler o günlere göre planlanmalıdır. Yani en az maliyet ile en fazla kullanmayı sağlayabilecek çözümlere yönel inmelidir.
- Herkese içinde yasayacakları basit ve sağlıklı bir yer sağlanmalıdır, ki bu da kesinlikle temel bir kriterdir.
- Binanın gün ışığı, mahremiyet, eğlence ve dayanıklılık gereksinimlerimizi tam anlamıyla karşılaması sağlanmalıdır.
- Bina tasarımı üzerinde nitelikli denetim sağlanmalı, sadece inşaat hatalarını azaltmakla uğrasan veya enerji kaybını önlemeye çalışan denetim – bu stratejiler gerekli ve istenilir olsa da – yeterli değildir. Yasam kalitesini yükseltmelidir.
- Tasarım kalitesini tartışmalı, uzlaşmalı ve artırmalıdır ki bunun sonucunda binalarımız gerçekten kullanım için elverişli olsun. Binaların uzun ömürlü olması, seyrek yerleştirilmesi, 100 yıl ayakta kalması, önceden tahmin edilemeyen kullanımlara akilli biçimde uyum sağlayabilmesi konularında ısrarcı olan bir değerler sistemi gereklidir. Bu daha cömert plan boyutları ve döşemeden tavana yükseklikler, uyarlanabilir inşaat sistemi, doğal ışık ve havalandırma, ve maliyet ile paranın en iyi karşılığının alınması arasındaki ilişkinin incelenmesini gerektirir.
Dayanıklılık hakkında ise: Günümüzde teknik yönetmeliklere rağmen, kaynakların savurgan kullanımı çok yaygındır. Yapı girişimcileri ticari mekanların içini beş yılda bir yenilerler. İnsanların giyimlerini yenilemeleri gibi yerine göre yapılmış mobilyalar değiştiriliyor. Binalar enerjinin neredeyse yarısını harcamaktalar ve küresel ısınmayı büyük ölçüde artırmış bulunuyorlar. Klimatizasyon ozon tabakasına geriye döndürülemez biçimde zarar vermiştir. Sentetik malzemeler iç mekanların hava kalitesini çok bozmuştur. Binaların enerji performansını optimizm etmek konusunda bilgi teknolojisinin potansiyeli olabileceğinden daha az kullanılmaktadır. Basarisiz tasarım ve inşaat teknikleri beton tamiri islerinin önemli bir sanayi haline gelmesine yol açmıştır. Sanayileşmiş ülkelerde, inşaat atıklarının (moloz) tüm atığa kıyasla yüzdesi yaklaşık olarak üçte ikidir ve yıkım malzemesinin çoğu, hala malzeme dönüşümüne geri dönmemektedir.
Daha dayanıklı ve sürdürülebilir yapılar elde etmek için kamusal politikalar, artık aşağıdaki konulara yönelmelidir:
- Sürdürülebilir bakim, altyapı ve atik teknikleri kullanan, daha az sentetik malzemeden yararlanan, sağlıklı çevre oluşturan, ve becerikli tasarım ve doğru denetimle zamanımızda olanaklı olduğu kadar az enerji tüketen binaların yapım ve tasarımını desteklemek.
- Bakim gereğini ileri görüşlü tasarımla önemli ölçüde azaltmak. Geçmişte kullanılan yöresel yapı teknolojileri, bize, malzeme ve enerjinin ekonomik kullanımını gösterebilir. Dayaniklik, parasal, ekonomik ve çevresel sürdürülebilirliği birleştirir.
- Bölgelerinin ikliminin özelliklerini edilgen bir biçimde kabul eden binalar yaparak, bölgesel farklılıkları geçmişte olduğu gibi dile getirmek.
- Binaları, planlanan hizmet ömürlerini göz önünde tutarak tasarlamak. Eğer bina sadece geçici olarak kullanılacaksa, Ya da erken bir aşamada kapatılacaksa, kolayca yeniden dönüşecek malzeme kullanılmalıdır.
- Bina maliyetlerini sadece yatırım maliyetine göre hesaplamakla kalmamak. Tüm maliyeti - bakim ve yıkım maliyetleri yanında yıkım sonrası yeniden dönüşümü olmayan ve elden çıkan malzemenin maliyetini de katarak - hesaplamamız gerekir.
- Sürdürülebilir yapıların yatırımları ve planlamaları için döngüsel bir enerji ve malzeme ekonomisini geliştirmek ve sürekli denetlemek.
- Sürdürülebilir yapıların uygulama sonuçlarını yapı araştırmaları kapsamına alarak, etkilerini "klasik" yapı yöntemlerinin tüm maliyeti ile karsılaştırmak, ve böylece, genel kamuoyunda sürdürülebilir yapılardan yana (parasal) siyasal özendiriciler yaratmak.
Zevke gelince: çağdaş yönetmeliklerin açmazı, toplumun, yangın güvenliği, strütürel sağlamlık gibi teknik yapı iyileştirme yönündeki çabaları arttıkça, binaların, gerek bireysel olarak, gerekse de topluca, daha çirkinleşmesidir. Tokyo'dan Napoli'ye, Sydney’den Berlin ve ötesine kadar herlerde ayni olan endüstriyel inşaat yöntemleri kullanıyoruz. Bu, bölgesel, kültürel, estetik, insani değerler gibi birçok düzeyde, bayağılaştırıcı olmaktadır. Ayrıca, sürekli değişim zorunluluğu içinde inşa edilmemiş hiçbirseyin kalıcı değeri olamaz. Kötü planlamanın ve uygulamanın maliyeti,kısa garanti süreleri ardından, planlama aşamasında henüz bilinmeyen alici Ya da kullanıcının üstüne kalacaktır. Özel kullanım için Ya da "değerli mal" olarak yapılan binaların çok farklı kalitesini incelemiş olanlar, neden söz ettiğimizi daha iyi anlayacaktır.
Koruma politikaları ve tekniklerinde günümüzdeki önemli ilerlemeye karsın, yerel ve yöresel kültürü dile getiren birçok sıradan eski yapının gözden çıkarılmasına Ya da yıkılmasının nedeni, eskiyi görmeyip yeniyi isteyen, yeni ama geçici zevklerden kazanç sağlayacak kısa vadeli spekülatif çıkarlara göz yuman bir denetim ve finansman sistemidir. Öte yandan, birçok kentsel planlama yetkilisi, gerçek mirasımızı bayağılaştıran ve kaba çağdaş detaylarıyla onunla adeta alay eden bir pastiche tasarım istemi getirmektedir.
Daha iyi bina ile, daha zarif, kültürel açıdan daha anlamlı, ve yerine göre, daha çağdaş olan daha iyi mimariyi birlikte geliştirmemek için hiçbir gerekçe yoktur. Bu, sadece bir estetik sorun değildir; teknolojinin dışlanması sorunundan da ibaret değildir; her zamandan bol olmasına rağmen sonsuz olmayan ekonomik kaynakların ziyan edilmesi sorunu da değildir. Bunların ötesinde, yurttaşlara içinde yasamaya uygun yer sağlamak sorunudur. Yapı kültürünün sağladığı kimlik ve bir toplumun kendisini nasıl gördüğü ile ilgilidir.
Küreselleşme çağında yapılardan daha çok zevk almak için, kamu politikaları artık aşağıdaki konulara yönlendirilmelidir:
- Bütüncül, yüksek kaliteli, yaratıcı ve sürdürülebilir bir mimari türü geliştirmek.
- Geçmişin önemli yapıları yanında günlük yasam mimarisini de, günümüzde ve gelecekte yeni kullanımlar için korumak.
- Malzeme döngüleri, çevremiz, ve enerji ile sermayenin dikkatli kullanımı konularında geçmişin bilgisinden yararlanmak.
- Çağdaş ifadenin en yüksek standartlarını, sıradan taklitlerin üstünde tercih etmek.
- İnsanlara bir kimlik duygusu vermek ve yapılı çevreleri konusunda kendilerine güvenmelerini sağlamak için mimari çaba göstermek.
- Hislerimizi ve algılarımızı, mekansal kimlik duygumuzu, çağımızın ruhunu ve geçmişle ilgimizi, essiz bir mimariye dönüştürecek yapı kültürünü geliştirmeyi mimarin gerçek görevi haline getirmek. BİR BİNA BULUNMASI GEREKEN ÖZELLİKLER
Yapılarımız işlevsel ihtiyaçları daha fazla karşılamalı, daha uzun ömürlü, daha zarif ve güzel olmalı, daha az enerji kullanmalı, çevrelerine ve tarihimize daha saygılı olmalıdırlar.
Mutfak tasarımı kullanışlı, içinde ayakta durulması kolay, iyi aydınlatılmış ve yapılmakta olan işe yoğunlaşmak için en az gayreti gerektirecek - veya tam tersi şekilde olabilir. Sınıf öğrenmek için iyi: iyi aydınlatılmış, havalandırılan, konsantre olmak için yeterince büyük, sıkıcı bir ders olmasını engellemek için güneş alan, yan odalardan gürültü gelmeyen bir yer - veya tam tersi olabilir. Hastane iyileşmek için iyi: perdeler veya bölmelerle özel kullanım sağlayacak şekilde, uygun zamanlarda diğer hastalarla sohbet etmeye müsait, insanlara dışarıdaki dünyanın güzelliğini hatırlatarak onları hasta yataklarından kaldıracak bir yer olabilir, veya bunların hiçbiri olmayabilir.
Bina ölçeğinde de, mimarlığın kalitesi uygunluk, sağlamlık, dayanıklılık ve zevk gerektirir. Kullanım için uygun olmanın koşulları: bireysel veya grup kullanımına uygun doğru ölçülerde ve ölçekte yapılmış odalar; uyumak için, temiz havası olan ve dinlenmek için güvenli bir yer olan, sessiz, mevsime göre istendiği gibi ılık veya serin olan bir mekan; aydınlık, kullanışlı ve iyi iş yapmamızı mümkün kılan bir büro; tören ve sosyal etkileşim için uygun bir yer; zaman içinde değişen işlev ve gereksinimlere uyum sağlayabilecek bir yer; sağlıklı yapılı çevreye sahip olan ve ekolojik olarak güvenilir bir yer olmalıdır. Varolduğu süre boyunca dayanıklılık durumu: binalar kuru (nemsiz) olmalı, enerji kullanımı ve bakımı açısından ekonomik olmalı, yeterli uzunlukta bir yaşam süresine sahip olmalı, ve kusursuz bir şekilde iş görmelidir. Zevk: oran zarafeti; iyi isçilikten duyulan haz; renk, ışık ve gölge, biçim ve siluet olasılıklarının bilinci; günümüzün kültürel meşruiyetine duyduğumuz inanç, geçmişe ve bölgesel kimliğe gösterdiğimiz saygı sayesinde beliren kültürel uygunluk ve anlamlılıktır.
Ya bugün?
Uygunluk hakkında: Birçok çağdaş konutta yetersiz mekan standartlarına bulunmaktadır. Avrupa Birliğinde, kişi basına ortalama yasam alanı 30 metrekaredir ve bu Çin Halk Cumhuriyetinde bunun yerine geçen miktardan 3 kat daha fazladır – tabi üstelik milyonlarca insanin başlarını sokacak bir çatıları bile olmadığı da göz ardı edilemez. Günün hangi saati olduğunun, daha da kötüsü değişen mevsimlerin algılanması olanaksız olan, doğal aydınlatması bulunmayan bürolar ve dükkanlar yapıyoruz. Varolduğu sürece dayanıklılık konusuna gelince: Engellenemeyen ve potansiyel sınırsız büyümeye inanarak, işlev değişikliklerine uyum sağlayamadıkları için binaları inşalarından 20 yıl sonra yıkıyoruz. Bununla ilgili olarak kaynakların, sermayenin ve malzemenin ziyan edilmesi kabul edilemez
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder