30 Ekim 2016 Pazar

Şantiyelerde İş Sağlığı ve Güvenliğine Yönelik Alınacak Önlemler

FENNİ SORUMLU:
Her işveren, yapı işlerini, fenni yeterliği bulunan kişilerin, teknik gözetimi ve sorumluluğu altında yürütecektir. Bu sorumlu kişi ya da kişiler ilgi alanlarına giren işlerin yapıldığı zamanlarda inşaat sahasında bulunmak ve işi yönlendirmek zorundadırlar.

-YAPI İŞ DEFTERİ:
İşveren, birinci sayfası Çalışma Bakanlığınca saptanacak örneğe uygun ve diğer sayfaları bir asıl ve bir suret olacak şekilde bir yapı iş defterini, işyerinde bulundurmakla yükümlüdür.

Bu defter (piyasadan alınabilen 100-200 sayfalık kareli, harita metot defteri) işveren tarafından işyerinin bağlı bulunduğu bölge çalışma müdürlüğüne her sayfası mühürletilmek suretiyle onaylattırılır.

Yapı iş defteri fenni mesul tarafından tutulur.

Yapı iş defterine "Yapı İşlerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü"nün ilgili maddelerinde belirtilen hususlar ve gerekli diğer bilgiler işlenir. (Özellikle inşaatın her safhasında alınan güvenlik önlemleri, kazı kontrolü, gırgır vincin kontrolü, asma iskelenin kontrolü, betonarme kalıplarının kontrolü vb. hususlar tarih atılmak kaydıyla yazılır.)

Yapı iş defterinin, istenmesi halinde, işyerini teftiş ve kontrole yetkili memurlara gösterilmesi zorunludur. Bu nedenle şantiyede bulundurulması gereklidir.

- İLK YARDIM MALZEMESİ VE SEDYE:


İşyerlerinde, içinde (tentürdiyot, alkol, sargı bezi, pamuk, yanık pomadı, suni teneffüs cihazı vb.) ilk yardım levazımı bulunan ilk yardım dolabı ile bir sedye ve bir battaniye bulundurulacaktır.

- İŞÇİLERE SAĞLIK RAPORU:


İnşaat işlerinde çalışacak işçilerin işe girişlerinde veya işin devamı süresince bedence bu işlere elverişli ve dayanıklı oldukları; işyeri hekimi işçi sağlığı dispanserleri, bunların bulunmadığı yerlerde sırası ile en yakın Sosyal Sigortalar Kurumu, Sağlık Ocağı, Hükümet yada Belediye Doktorları tarafından verilmiş örneğine uygun sağlık raporları olmadıkça; bu gibilerin işe alınmaları veya işte çalıştırılmaları yasaktır.

Yetkili memurlar isteyince, bu raporları işveren kendilerine göstermek zorundadır. Bu nedenle bu raporların şantiyeden uzaktaki bir büroda değil, şantiyede bulundurulması gereklidir.

Bu raporlar her türlü resim ve harçtan muaftır.

- KİŞİSEL KORUYUCULAR:


Alet, parça, malzeme gibi cisimlerin düşmesi muhtemel yerlerde çalışacak işçilere koruma başlığı (baret) verilecektir.

Yüksekliği tabandan itibaren 3 metreden daha fazla olan ve düşme veya kayma tehlikesi bulunan yerlerde çalışanlarla, kiremit döşeyicilerine, oluk ve her türlü dış boya işleri yapanlara, gırgır vinçlerini çalıştıranlara ve kuyu, lağım, galeri ve benzeri derinliklerde çalışanlara emniyet kemerleri verilecek ve işçiler de verilen bu kemerleri kullanacaklardır.

Su içinde çalışmayı gerektiren hallerde, işçilere, uygun lastik çizmeler verilecektir. Diz boyunu aşan suların yenilmesi için ayrıca gerekli tedbirler alınacaktır.

El ve kolların korunması için kullanılacak eldivenler, işçinin ellerine ve yapacakları işe uygun seçilmiş olacaktır.

- UYARI LEVHALARI:


Yapı alanı içindeki tehlikeli kısımlar, açıkça sınırlandırılacak ve buralara görünür şekilde yazılmış uyarma levhaları konulacaktır.

- DÖŞEME KENARINA KORKULUK:


Betonarme platformlarının döşeme kenarlarına düşmeyi önleyecek korkuluk yapılacaktır. Bu mümkün olmadığı hallerde, serbest çalışmayı sağlamak için döşeme kenarına korkuluklu iskele yapılacaktır.

Not: Döşeme kenarları en azından, uyarı niteliğinde kırmızı-beyaz renkli şerit bant ile sarılmalıdır.

Basamakları yapılmamış betonarme merdiven döşemelerine kayma veya düşmeyi önleyecek ahşap basamaklar ve kova boşluğu kenarlarına ise uygun korkuluklar yapılacaktır.

- BETONARME KALIPLARININ KONTROLÜ:


Betonarme kalıplarının yeterliliği her beton dökümünden önce kontrol edilerek yapı iş defterine yazılacaktır.

- TEHLİKELİ BOŞLUKLAR-MALZEME İSTİFİ-ARTIK MALZEMELER:


Tavan veya döşemelerdeki boşluk ve deliklere , asansör boşluklarına, korkuluk yapılacak veya bu deliklerin üstleri geçici bir süre için uygun şekilde kapatılacaktır.

Yapı işyerinde kazaya sebep olacak veya çalışanları tehlikeli durumlara düşürecek şekilde malzeme istif edilmeyecek ve araçlar gelişi güzel yerlere bırakılmayacaktır.

Yapının devamı süresince sivri uçları veya keskin kenarları bulunan malzeme ve artıklar, gelişi güzel atılmayacak ve ortaklıkta bulundurulmayacaktır.

- KAZILAR:


Kazıların her bölümü ilgili fenni mesul (TUS) tarafından her gün en az bir defa kontrol edilecek ve çalışılmasında bir sakınca olmadığı sonucuna varılırsa işe devam edilecek; çalışılmasında sakınca olduğu anlaşılırsa sakınca giderilinceye kadar iş durdurulacaktır.

Her iki halde de, durum, yapı iş defterine yazılıp imza edilecektir.

Sert kaya, sert şist, betonlaşmış çakıl, sert kalker, killi şist kaya, gre ve konglomera gibi kendini tutabilen zeminlerde yetkililerin gerekli gördüğü hallerde ve şevsiz yapılmak zorunluluğu bulunan 150 santimetreden daha derin kazılarda, yan yüzler uygun şekilde desteklenmek veya iksa edilmek suretiyle tahkim olunacak ve iksa için kullanılacak kalas başları, kazı üst kenarından 20 cm. yukarı çıkarılacaktır. İksanın yeterliliği iş süresince kontrol edilerek sonuçlar yapı iş defterine kaydedilecektir.

150 santimetreden daha derin olan kazı işlerinde, işçilerin inip çıkmaları için yeteri kadar el merdivenleri bulundurulacaktır. İksa tertibatını ve desteklerini, inip çıkma için kullanmak yasaktır.

- YAPI İSKELELERİ:


Yapı iskeleleri, ancak sorumlu ve yetkili teknik elemanın yönetimi altında, tecrübeli ustalara iskele ölçüleri ve malzeme özellikleri göz önünde bulundurularak kurdurulacak veya söktürülecektir. İskeleler, sık sık ve en az ayda bir kere muayene ve kontrol edilecek ve sonuçlar yapı iş defterine yazılacaktır. İskeleler her fırtınadan sonra kontrol edilecektir.

Yük taşıyan iskelelerde alet ve malzemenin düşerek kazaya sebep olmasını önlemek için döşeme dış kısmına 15 santimetre yüksekliğinde bir etek tahtası konacaktır. Bu etek tahtası ile döşeme arasında en çok bir santimetre boşluk bırakılabilir.

İskelelerde köprü görevi görecek geçitler, 60 santimetreden dar ve korkuluksuz yapılmayacaktır.

- ÇELİK BORULU İSKELE:


Çelik borulu iskeleler, sağa ve sola sallanmayacak şekilde yeteri kadar çapraz borularla takviye edilecek ve binadan ayrılmayacak şekilde tespit olunacaktır.

Çelik borulu iskelelerdeki platformlarda kullanılacak kalas veya diğer ahşap kısımların özellikleri ile kullanılacak çaprazlar, korkuluklar, ara korkuluklar ve benzeri kısımlardaki aralıklar ahşap iskelelerde aranan özelliklere uygun olacaktır.

Boru veya madeni iskeleler statik, elektriğe karşı uygun şekilde topraklanacaktır.

- ASMA İSKELE:


Asma iskelelerin aşağı ve yukarı hareketlerini sağlayan makina, teçhizat ve vinçlerin, kullanmaya elverişli olduklarına ilişkin ve yetkili teknik elemanca kullanmaya başlamadan önce düzenlenmiş belgeleri işyerinde saklanacaktır.

Asma iskele askısı için kullanılacak çelik veya kendir halatların yahut benzeri malzemenin her gün işe başlamadan önce muayene edilerek ezik, kopuk, çürük veya başka bir özrü olup olmadığı hususu yapı iş defterine kaydedilecek, ancak sağlam olduğu anlaşıldıktan sonra iskelede çalışma yapılacaktır.

Asma iskele tavan kısmında mutlak surette sabit bir noktaya sağlam bir şekilde bağlanacaktır.

Asma iskele korkulukları, en az 100 santimetre yükseklikte ve ara korkuluklu yapılacak, etek tahtaları ise en az 15 santimetre yükseklikte olacaktır.

- SIPA İSKELE:


Duvar işlerinde veya 120 santimetreden yüksekte yapılacak işlerde kullanılacak sıpa iskelelerde aşağıdaki özellikler bulunacaktır.

1 - Genişlikleri 125 santimetreden az,

2 - Yükseklikleri 300 santimetreden çok,

3 - Platform kalınlığı 5 santimetreden az,

4 - İskele bacak ve kirişleri 10X10 santimetre kesitinden küçük,

5 - Takviye ve çaprazlar 2,5X15 santimetre veya 5X10 santimetre kesitinden küçük, olmayacaktır.



- GIRGIR VİNÇ (ASANSÖR):


Gırgır vincin elektrik motoru topraklanmış olacaktır.


Vincin şalteri otomatik olacak, vinç kovasının belirli bir yüksekliğe çıkması halinde otomatik şalter devreyi kesecektir.

Çelik halatın tamburdan dışarı fırlaması önlenecektir.

Kullanılacak çelik halatın çapı 12 milimetreden az olmayacak, sağlam ve özürsüz tellerden yapılmış olacaktır.


Kova kancasına takılacak çelik halatın uç kısmı yüksüklü olarak kancaya takılacak ve serbest kalan uç kısmı uzun kısma en az 3 adet U klemensi ile uygun şekilde tespit edilecektir.

Kancanın kovadan kurtulmaması için, mandal, kilitli mandal veya bağlama gibi uygun tertibat bulunacaktır.

Vincin tespit edildiği kolon ahşap ise, kesiti 20X20 cm.den küçük olmayacak ve kolon, sağa sola yalpa yapmayacak şekilde tespit edilecektir.

Ek bulunduğu hallerde, kolonun dört bir yüzünde, ekleme şartlarına uygun saplama yapılacaktır.

Hareketi sırasında katlar arasında kovaya takılacak herhangi bir engel bulundurulmayacaktır.

İçine konacak her türlü malzemenin yüksekliği kova üst düzeyini aşmayacaktır.

Kalas, uzun tahta, demir ve benzeri malzeme veya eşya gırgır vince uygun ve emniyetli şekilde bağlandıktan sonra taşınacaktır.

Hareket sırasında alabora olmaması için kova sapı kenarında kilitli mandal kullanılacaktır.

Gırgır vinci çalıştıran işçiye güvenlik kemeri, lastik eldiven ve lastik ayakkabı gibi uygun kişisel koruyucu araçlar verilecektir.

Gırgır vincin tabanda durduğu alanın ön yüzünde parmaklık (bariyer) şeklinde bir kapısı bulunacak, diğer tarafları ise en az 90 santimetre yüksekliğinde bir korkulukla çevrilmiş olacaktır.

Gırgır vincin hareketi sırasında çevrili olan içinde hiç bir işçi bulundurulmayacaktır.

Gırgır vince malzeme yükleyen bütün işçilere koruma başlığı (baret) giydirilecektir.

Gırgır vincin bütün kısımları en az haftada bir kere ve ayrıca her yer değişmesinde kontrol edilecek ve sonuçlar yapı iş defterine yazılarak imzalanacaktır.

- ELEKTRİK PANOSU VE İLETKENLER - TOPRAKLAMA:


Elektrik panolarının taban alanlarında yalıtkan malzeme (lastik paspas veya tahta ızgara) bulunacaktır.

Tehlike anında panoya ulaşmak için elektrik panolarının önlerine herhangi bir engel bulundurulmayacaktır.

Elektrik kabloları, mekanik ve kimyasal etkilerden korunmuş olarak yerleştirilecektir.

Elektrikli makinaları, uygun bir şekilde topraklanacaktır. Topraklama hatları kolay muayene edilecek şekilde çekilmiş olacaktır.

Seyyar elektrikli makinalarda, gelen ve dönen akımı kontrol edip eşit olmadığı zamanlarda elektriği kesen kaçak akım röleleri kullanılacaktır.

- TUVALET:


İşyerlerinin uygun mahallerinde yeter sayıda helalar bulunacaktır. Hela yapılmasına işyerinin durumu müsait değilse ve yakınlarda da özel helalar bulunmuyorsa,işverenler,işçilerin bu ihtiyaçları için civarda yer bularak helalar yapmak zorundadırlar.

İNŞAAT SEKTÖRÜNDE İŞ SAĞLIĞI GÜVENLİĞİ

I-GENEL PROFİL
İnşaat sektörü son yüzyılda gelişen teknoloji ile birlikte önemli değişiklikler geçirmiştir. Eskiden çok daha uzun zaman alan işler, makinaların ve özel inşaat malzemelerinin kullanılmaya başlaması ile birlikte çok daha kısa sürer olmuş ve insanoğlunun belki de bundan 150 yıl önce hayal bile edemeyeceği büyüklükte binalar, barajlar, havaalanları, gökdelenler ve sanayii tesisleri, kısa zaman dilimlerinde, yapılmaya başlanmıştır. Teknoloji de yaşanan gelişmeler elbette inşaat sektöründe kullanılan malzemelerin de çeşitlenmesine yol açmıştır. Isı izolasyonunun yapıldığı, depreme, rüzgara, fırtınalara karşı çok daha dayanıklı yapılar inşa edilmeye başlanmıştır.

İnşaat sektöründe ve inşaat sektörünün beslediği diğer yan sektörlerde pekçok insan çalışmaktadır. Bunların çok büyük bir kısmı vasıfsız sıradan işçilerdir; ancak vasıflı işçilerin sayısı da azımsanamayacak kadar çoktur.

İnşaat işkolunun faaliyet alanları maden ocakları hariç olmak üzere, yerüstü veya yeraltında, su üstü veya su altında yapılan bina, set, baraj, yol, demiryolu, havai hat, tünel, metro, köprü, çelik yapı ve montajı, iskele, liman, gemi inşaatı, dalgakıran, kanalizasyon, lağım, kuyu, kanal, duvar ve benzeri inşaat, tamirat tadilat ve yıkım işlerini; toprak kazı, yarma ve doldurma işlerini; elektrik, sıhhi tesisat ve kalorifer tesisatı işlerini; dülgerlik, marangozluk, sıva, badana ve boya işlerini; bu işlerde kullanılan sabit ve hareketli makina ve tesislerin kullanılmasını kapsamaktadır.

II- İNŞAAT SEKTÖRÜNDE KAZALAR, HASTALIKLAR VE TEHLİKELER
II.1.Kazalar

II.1.1.Ölümcül Kazalar

İnşaat sektörü, dünyanın hemen her yerinde en çok ölümlü iş kazasının görüldüğü sektörlerden biridir. ABD’de işgücünün %5’i inşaat sektöründe çalışırken, görülen iş kazası sonucu ölümlerin %15’i inşaat sektörüne aittir. Japonya’da ise işgücünün %10’u inşaat sektöründe çalışmakta, oysa görülen ölümlerin %42’si inşaat sektöründe görülmektedir. İstatistiklerin de gösterdiği gibi, en yüksek ölüm oranları, inşaat sektörüne aittir.

İnşaat sektöründe görülen iş kazası sonucu ölümlerin %30’u düşmelerden, %26’sı taşıma(yüksekten düşen nesneler) sırasındaki kazalardan, %19’u ise makinaların arasına sıkışmaktan ve çarpmalardan ve %18’ise elektrik çarpması gibi tehlikelere sunuk kalmaktan kaynaklanmaktadır.

II.2.Hastalıklar

II.2.1. Kimyasal Tehlikelerden Kaynaklanan Hastalıklar

Kimyasal tehlikeler, genellikle hava yolu ile insanlara ulaşır. Dumanlar, sisler, buğular ve kokulardan kaynaklanır. Solumak yoluyla ya da deriye temas(organik solvanlar ve pestisitler) yoluyla kimyasallar tehlike yaratır. Tabii bunlarla birlikte sıvı-yarı sıvı kimyasallar (zamk, tutkal, yapıştırıcı, asfalt, katran) ve tozlar da (toz çimento) da tehlikeli olmaktadır. Bazı sık görülen hastalıklar şunlardır:

– Silikoz* (silika içeren tozların solunmasından ve temasdan kaynaklanan bir hastalık) genellikle kum karanlar, kaya delme makinalarını kullananlar ve tünel kazanlarda görülür.

– Asbestoz* (asbest içeren tozların solunmasında kaynaklanan akciğer hastalığı) asbest ile çalışan işçilerde sıklıkla görülür.

– Bronşit*, kaynakçılar arasında sıkça görülür.

– Deri allerjileri, çimento ile çalışanlar ve duvar ustaları arasında yaygındır.

– Nörolojik(sinir sistemi) rahatsızlıklar, organik solvanlar ve kurşunla çalışan işçiler ve boyacılarda görülür.

– Akciğer kanseri*, asbestle çalışan işçiler, çatıcılar, ahşapla çalışanlar ve kaynakçılar arasında daha fazla görülür.

– Kurşun zehirlenmesi*, köprü tamir işçilerinde ve boyacılarda görülür.

– Beyaz Parmak* ya da diğer adıyla Raynaud Sendromu* (dolaşım bozukluğundan kaynaklanan bir hastalık) titreşimli (sarsıntı yapan) makinaları kullanan işçilerde görülür.

II.2.2 Fiziksel Tehlikelerden Kaynaklanan Hastalıklar

Fiziksel tehlikeler bütün inşaat projelerinde vardır. Gürültü, sıcak, soğuk, radyasyon, viibrasyon ve barometrik basınç bunlardan en önemlileridir. Gürültü gerçekten de inşaat sektöründe kullanılan makinaların sayısının artması ile önemli tahribatlara yol açmaya başlamıştır. Özellikle binaların yıkımı sırasında kullanılan makinalar, vinçler, grayderler ve kepçeler sadece makinaları kullanan işçiler için değil, çevredeki işçiler ve diğer insanlar için de işitme sorunlarına neden olmaktadır.

İnşaat işleri doğası gereği meteorolojik koşulara (dış havaya) bağımlı olarak yapılmaktadır. Havanın çok soğuk olması ya da havanın çok sıcak olması özellikle inşaatta dış ortamda çalışan işçiler için önemli riskleri de beraberinde getirmektedir. Güneş çarpmaları, hipotermi*, soğuktan donmalar, tansiyon yükselmesi ve düşmesine bağlı bazı rahatsızlıklar dış havaya sunuk kalındığı için görülmektedir.

İyonize olmayan mor ötesi ışınım (UV radyasyon) kaynakları, güneş ve elektrikli kaynak makinalarıdır. Radyoaktif izotop kullanan aygıtlar da mor ötesi ışınıma(iyonize UV radyasyonuna) sunuk kalınmasına neden olmaktadır.

Basınçlı tünellerin içinde çalışanlar, dalgıçlar ve derin sularda çalışanlar yüksek barometrik basınca maruz kalmaktadırlar. Dekompresyon hastalığı*, soygaz narkozu* ve aseptik nekroz*(kanlanma azalmasına bağlı doku ölümü) barometrik basınca bağlı görülen hastalıklardır.

En çok görülen rahatsızlıklar ise burkulmalar, ezilmeler ve morarmalardır.

II.2.3. Biyolojik Tehlikelerden Kaynaklanan Hastalıklar

Enfeksiyona neden olan mikro-organizmalar, zehirli maddeler ve yırtıcı hayvanlar bu tehlikelerden bazılarıdır. Hafriyat işiyle uğraşan işçilerde toprakta yaşayan bazı mantarlar histoplazmoza*(akciğer enfeksiyonu) neden olmaktadır. Ayrıca birçok işçinin yanyana çalışıyor olması tüberküloz*, hepatit* ve grip gibi bulaşıcı hastalıkların kişiden kişiye taşınmasına neden olmaktadır. Sıtma*, ateş ve Lyme Hastalığı* ise çevredeki haşerelerin ısırması sonucu bulaşır.

Zehirlenmelerin bitkisel kaynakları ise zehirli sarmaşıklar, ısırgan otları ve zehirli meşeler olmaktadır. Bazı tahta tozları karsinojendir(kansere neden olma). Batı tipi kırmızı sedir ağacı ise allerjendir.

II.2.4. Öldürücü Hastalıklar

Standardize Edilmiş Ölüm oranlarının(SMR) aşıldığı ve Standardize Edilmiş Görülme Oranlarının(SIR) diğer mesleklere göre aşıldığı öldürücü hastalıklar şunlardır:

Meslek
Yüksek SMR’lar
Yüksek SIR’lar
Tuğla döşeyenler
-
Periton Tümör*^
Beton İşçileri
Kanserler*^, korkunç ölümler^, kaza düşmeleri
Dudak kanseri*^, akciğer kanseri*¹
Vinç operatörleri
Vahşi ölüm^
-
Şoförler
Kardiovasküler^
Dudak kanseri*
İzolasyoncular
Akciğer kanseri, Pnömokonyoz*², vahşi ölüm^
Periton tümör*, dudak kanseri*
Makine Operatörleri
Kardiovasküler
-
Tesisiatçılar
Kanserler*, Akciğer kanseri*, Pnömokonyoz*
Kanserler*, Akciğer kanseri*
Taş işçileri
Kardiovasküler
-
Metal İşçileri
Kanserler*, akciğer kanseri*, düşmeler
Kanserler*, Akciğer kanseri*
Marangozlar
-
Burun ve nazal sinüs kanseri*
^Kanserlerin veya ölümlerin diğer mesleklere göre oldukça yüksek olduğu durumlar

¹Akciğer kanseri olma riski beton işçileri için marangozlara göre 2 kat daha fazladır.

² Tozların solunumu sonucunda gelişen akciğer hastalığı(fibrozisi)

III- İNŞAAT İŞÇİLERİ İÇİN SAĞLIK VE GÜVENLİK ÖNLEMLERİ
Kişisel Koruyucu Donanım kullanımı inşaat sektöründe de diğer sektörlerde olduğu gibi kazaları ve hastalıkları önleyebilmek konusunda çok önemlidir. ABD’de kazaların ve hastalıkların ekonomik maliyeti yıllık 10-40 milyar dolar arasında değişmektedir. Bu gerçekten de çok önemli bir rakkamdır.

İnşaat sektöründe yaşanan bazı ölümlerin ve ağır yaralanmaların nedeni düşen cisimlerin kafaya çarpmasıdır. Bu tür kazalara karşı inşaat sahası içerisinde sürekli olarak baş koruyucu donanımlar olan baretler, başlıklar ve kasklar kullanılmalıdır.

Daha önceki bölümlerde anlatıldığı gibi inşaat sektöründe çalışan işçiler zamklar, yapıştırıcılar, tutkallar, asfalt, katran ve solvanlar gibi kimyasallara sunuk kalmakta bunlarla birlikte silika ve asbest içeren tozlar ve kumların içinde çalışmaktadırlar. Bütün bu tehlikelere karşı solunum koruyucu donanımlar olan maskeler ve respiratörler(solunum cihazları) kullanılmalıdır. Tersi durumda, silikoz* ve asbestoz* gibi son derece tehlikeli hastalıklara yakalanılabilir. Bu nedenle tozlara ve gazlara sunuk kalınan ortamlarda ölçümler yaptırılmalıdır.

Gürültü gerçekten de inşaat sektöründe kullanılan makinaların sayısının artması ile önemli tahribatlara yol açmaya başlamıştır. Özellikle binaların yıkımı sırasında kullanılan makinalar, vinçler, grayderler ve kepçeler sadece makinaları kullanan işçiler için değil, çevredeki işçiler ve diğer insanlar için de işitme sorunlarına neden olmaktadır. Bu nedenle kulak koruyucu donanımlar olan kulaklıklar ve kulak tıkaçları kullanılmalıdır. Gürültü yönetmeliğinde belirtilen önlemler alınmalı ve ölçümler yaptırılmalıdır.

İnşaat işleri soğuk, sıcak, kuru ve nemli ortamlarda yapılabilmektedir. Bu nedenlerle ortama uygun koruyucu elbiseler kullanılmalıdır. Sıkça yapılan kaynak işleri sırasında çapaklardan ve iyonize olmayan mor ötesi ışınımdan (UV radyasyonundan) korunmak için göz koruyucu gözlükler, maskeler ve kalkanlar kullanılmalıdır. Ayrıca inşaatlarda çalışılırken görülen kazaların bir kısmı da düşmelerden kaynaklanmaktadır. Düşmeler son derece tehlikedir ve sonunda sakatlıklar ve ölümler meydana gelebilir. Bunun için yüksekte çalışırken mutlaka emniyet kemerleri kullanılmalıdır.

BARAJ VE HİDRO ELEKTRİK SANTRAL iNŞAATI İŞLERİNDE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ
Yaşamı sürdürebilmek için gerekli suyu denetim altına almak, insanoğlunun temel sorunlarından biri olmuştur. Barajlar 5000 yıldır sellerden korunmak, ırmakların yönünü değiştirmek, su depolamak ve araziyi sulamak gibi, su denetleme yöntemlerine ilişkin olarak kullanılagelmiştir. Bugün de barajlar, yüzyıllardan yüklendikleri bu işlevleri yerine getirirler. Çağımızda, tarımsal sulama, evler için gerekli suyu sağlama ve depolamasının yanı sıra barajlar, hidroelektrik güç üretimi, kıraç toprakları tarıma elverişli hale getirme, sellerin yol açacağı erozyonu ve nehir ağızlarındaki kum ve kil birikintilerini önleme gibi daha karmaşık amaçlarla da kullanılmaktadırlar. Barajlar Yığma Barajlar ve Beton Barajlar olmak üzere ikiye ayrılır.

Baraj ve Hidro Elektrik Santrali İnşaatlarının diğer inşaat işlerinden ayrıldığı en önemli özelliği kaya patlatma ve tünel çalışmalarıdır. Bu özellikleriyle, baraj ve HES inşaatları madenlerde çalışmalara benzemektedir. Bu nedenle, yer altı faaliyet alanının herhangi bir yerinde iş sağlığı ve güvenliğini etkileyecek olayın (göçük, gaz ve toz patlaması, zehirli veya boğucu gaz intişarı ve benzeri) meydana gelmesi durumunda tüm çalışanların yerüstüne sağlıklı ve güvenli bir şekilde ulaşmalarını sağlayacak düzenlemelerin yapılması oldukça önemlidir. Ayrıca yer altı çalışmalarında çökme, parça düşmeleri ve su baskınlarına karşı uygun tedbirler alınmalıdır.

Baraj ve HES inşaatlarının ilerleyebilmesi için dinamit gibi patlayıcıların kullanılması şarttır. Bu patlayıcıların saklandığı depolarda, patlayıcıların kullanılmasında ve sonrasında alınacak önlemler ayrıntılı talimatlara bağlanmalı ve uyulmalarına özen gösterilmelidir. Patlayıcı maddeler üretici tarafından belirlenen koşullarda saklanır ve depolanır. Kullanılan patlayıcı maddeler yapılan işin niteliğine uygun olmalıdır. Bunlar, yeterlik belgesine sahip çalışanlardan başkaları tarafından alınamaz ve ateşlenemez. Patlayıcı maddelerin taşınmasında özel sandıklar kulanılır ve bu sandıklarda başka bir madde bulunmamalıdır. Patlatma yapılmadan önce, patlatma yapılacak alanın etrafında uygun güvenlik tedbirleri alınmalıdır ve tüm çalışanların patlamadan haberdar olması çeşitli uyarıcılarla sağlanmalıdır. Patlatma yapıldıktan sonra çevre arazide kavlak kontrolleri yapılmalıdır. Patlatılan alanda uzman kontrolleri yapılmadan çalışanların bulunmasına izin verilmemelidir.

Baraj ve HES inşaatlarında bir diğer zorunlu risk ise bu inşaatlarda çalışan işçilerin, çevre köylerde yaşamalarından dolayı tercih edilen bu alanda deneyimsiz işçiler olmalarıdır. Bu durumun üstesinden gelebilmek için işçilere gerekli eğitimler verilerek ve çalışmaları gözetim altında tutulmalıdır. Aksi takdirde gerçekleşebilecek kazalar çok büyük zararlara neden olabilir.

Çalışan sayısının fazla olması, işin niteliği ve çalşma yerinin uzak olması nedeniyle çalışanlara dinlenme ve/veya barınma yerleri sağlanabilir. Bu alanların da sağlık ve güvenlik açısından uygun olarak düzenlenmelidir. Barınma alanlarında çalışan sayısı kadar yatak ve malzeme bulunmalıdır, ayrıca bu alanlar yeterli genişlikte olmalıdır. Günlük yemek listesi yapılan işin gereklilikleri ve ağırlığı dikkate alınarak hazırlanmalıdır ve çalışanların gerektiğinde kendi yemeklerini yapabileceği alanlar bulundurulmalıdır.

İnşaat yapılan alanlar ıslak ve toprak olduğundan yılan vb. zehirli olabilecek canlılardan ve çevrede yaşayan yabani hayvanlardan kaynaklanan tehlikelere karşı da hazırlıklı olunmalıdır.

Baraj ve HES inşaatının yapıldığı alanlarda bir çok iş makinesi bir arada çalışmaktadır. Ayrıca bu alanlarda işçiler de hareketli olarak çalışabilmektedirler. Olası kazaları önleyebilmek için araç sürücülerinin trafik işaretlerine ve şantiye içi hız limitine uyması gerekmektedir. İşçilerin ise yine trafik işaretlerine uyması ve araçların uyarı sinyallerini takip etmeleri gerekmektedir.

SU ALTI İNŞAAT İŞLERİNDE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ
Köprü, su altı tünelleri, liman ve iskele inşaatı, su altında inşaat çalışması yapılması gereken durumların başında gelir. İnsanların su altında uzun süreler kalmalarını gerektiren çalışma koşulları özellik gösterir. Su altında basıncın yükselmesi ve soluk almak için araçlara duyulan gereksinim ve artan güvenlik gereksinmesi için talimatlara uymak zorunda oluş, bu inşaat dalının özellikli durumunu açıklamaktadır.

Su altında basınç normal açık hava basıncından yüksek olduğundan burada bulunmak insan bünyesinin alışkanlıklarına uygun değildir. Bu yüzden su altında çalışacak kişilerin işe girişlerinde, iş için uygun olduklarının kontrol edilmesi önemlidir. Basınçlı ortamda çalışma, sadece bu iş için fiziksel uygunluğu sağlık raporu ile ortaya konmuş işçiler tarafından ve faaliyetlerinin gidişatının denetlemeye yetkili bir kişinin hazır olduğu durumlarda yürütülür. İşe girişlerde yapılan sağlık kontrolleri, E.K.G. ve akciğer fonksiyon testleri ile birlikte kalp dolaşım, solunum ve kemik sistemleri üzerinde gerekli incelemeleri kapsamalıdır. İşe başladıktan 15 gün sonra çalışanlara adaptasyon muayenesi yapılacak ve işin devam süresince de bunların periyodik genel sağlık muayeneleri yapılmalıdır. Özellikle kalp, dolaşım solunum ve kemik sistemi hastalığı ve arızası görülenler, bu işlerden ayrılacaklar, kontrol ve tedavi altına alınmalıdır.

Su altında basınçlı hava içinde çalışmayı gerektiren işlerde çalışma saatleri çalışılan yerin derinliği ve basınç değerine göre düzenlenmelidir. Örneğin, 20-25 m. derinlik veya 2-2,5 kg/cm2 basınçta maksimum 7 saat çalışılabilecekken, 35-40 m. derinlik veya 3,5-4 kg/cm2 basınçta bir seferde maksimum 4 saat çalışılabilir. İniş, çıkış ve geçiş süreleri bu sürelere dahildir.

Suyun özgül ısısı havanınkinin 1000, ısı iletkenliği havanıkinin 25 katıdır. Dolayısıyla insan karada geniş bir sıcaklık aralığında yaşayabilirken suda dayanabileceği sıcaklık aralığı çok dardır. Bu sebeple su altında yapılan çalışmalarda karşılaşılabilecek tehlikelerden ikisi hipotermi* ve hipertermi*dir. Su altında çalışacak kişilerin soğuktan korunmak için uygun dalış kıyafetleri giymeleri gereklidir. Çalışma sırasında hipotermiye giren çalışan hemen sudan çıkarılmalıdır. En fazla ısı kaybına sebep olan baş ve boyun bölgelerinin ısı yalıtımı yapılmalıdır ve kuru elbiseler giydirilmelidir. Vücut sıcaklığı normal seviyesine gelene kadar sıcak sıvı takviyesi de yapılarak nabız ve solunum kontrolü yapılmalıdır. Hipertermi, hipotermiye göre daha az rastlansa da onun kadar tehlikelidir. Bu durumda çalışanın kıyafetleri çıkarılmalı, sırtüstü yatırılıp ayakları kaldırılmalı ve vücudu ıslak bezle ovulmalıdır.

Dalış sırasında yaşanan ani basınç değişikliği durumlarında östaki borularının iyi çalışması gerekir. Östaki borusunun iyi çalışmadığı durumlarda ani dalmalarda oluşan ortam basıncı değişikliğine uyum sağlanamaz ve basınç eşitlenemez. Meydana gelen barometrik değişiklikler sonucu kulak zarı, işitme kemikçikleri, orta kulaktaki havalı boşluklar ve hatta iç kulak etkilenebilir. Buna Barotravma denir. Böyle bir durumla karşılaşıldığında ağzı ve burnu tıkayarak kulağa hava vermeye çalışıp yutkunma hareketi olan Valsalva Manevrası* oldukça etkilidir. Derine dalan işçilere bu durumla baş etme yönteminin öğretilmesi gerekir. Ayrıca burun tıkanıklığı olan işçilerin dalması bu anlamda sakıncalıdır. Barotravmaya sebep olabilecek bir diğer hava boşluğu da maskelerde bulunur. Dalış sırasında bu bölgedeki havanın sıkışması burundan maske içine hava verme yoluyla basınç eşitlemesi yapılarak sağlanabilir. Aksi durumda gözlerde ve deride ciddi hasar oluşabilir. Eğer yapılan işte sert başlıkların takılması gerekiyorsa iniş sırasında kuru dalış giysisi ve başlığın içine hava verilmelidir. Aksi takdirde sert başlığın içinde sıkışan hava vakum oluşturarak dalış yapan çalışanı başlığın içine doğru çeker. Bu durumda çalışanın dalış hızını yavaşlatması gerekir. Bir diğer barotravma çeşidi akciğer barotravmalarıdır. Çıkış sırasında alınan havanın çeşitli nedenlerle dışarı verilmediği durumlarda ortaya çıkar. Çıkış sırasında suyun basıncı azaldığından akciğerde tutulan havanın hacmi bu basıncı dengelemek için artar ve bu durum akciğerin doku bütünlüğünün bozulmasına yol açabilir.

Su altında çalışmalarda çalışanların geçerli eğitimleri almış olmaları ve uygun ekipmanlarla donanmış olmaları gerekir. Dekompresyon Hastalığı (vurgun)* ve dip sarhoşluğu gibi tehlikelerin yaşanmaması için dalış yapan çalışanların iyi eğitimli dalgıçlar olmaları gerekmektedir. Kullanılan ekipmanın kontrollerinin zamanında yapılması ve gerekli durumlarda yenilenmesi de bir başka zorunluluktur.

Dalış öncesinde, sırasında ve sonrasında alınması gereken çeşitli önlemler tüm çalışanlara bildirilmelidir. Tüm çalışanlar dalış ekipmanını çok iyi tanımalıdır. Dalış yapılacak derinlik ve sıcaklığa uygun ekipman seçilmelidir. Dalış yapılmadan önce dalışla ilgili derinlik, süre ve yapılacak iş planlanmalı ve plana tam anlamıyla uyulmalıdır. Hiç bir çalışan yalnız dalış yapmamalıdır, en az bir kişi refakat etmelidir. Dalış yapılmadan önce olası acil durumlara yönelik kurtarma operasyonu planlanmalıdır. Varsa, en yakın basınç odasının konumu tüm çalışanlar tarafından bilinmelidir. İnişler ve çıkışlar basınç değişikliğine alışmak için yavaşça yapılmalıdır. Dalış süresince tüketilen hava miktarı kontrol edilmelidir.

DİPNOTLAR *
* Akciğer kanseri, yapısal olarak normal akciğer dokusundan olan hücrelerin gereksinim ve kontrol dışı çoğalarak akciğer içinde bir kitle (tümör) oluşturmasıdır. Burada oluşan kitle öncelikle bulunduğu ortamda büyür; daha ileriki aşamalarda ise çevre dokulara veya dolaşım yoluyla uzak organlara yayılarak (karaciğer, kemik,beyin vb. gibi) hasara yol açarlar. Bu yayılmaya metastaz adı verilir.

* Asbestoz, Lif şeklindeki silikat minerallerinin neden olduğu bir tür pnömokonyozdur. Asbestoz, mesleki ya da çevresel olarak, asbestozun doğrudan kullanımı ya da dolaylı olarak asbestoza sunuk kalma ile gelişir. Tekstil ve izolasyon işçilerinde asbestozis, madencilere göre daha çok görülür.

* Aseptik Nekroz, kanlanma azalmasına bağlı olarak gelişen doku ve kemik ölümleridir.

* Bronşit, akciğerlere giden havayollarının iç yüzündeki zarın iltihaplanmasıdır. Akut ve kronik olarak iki gruba ayrılır.

1- Akut Bronşit: Genellikle grip, kızamık, boğmaca veya tifo gibi hastalıklar sırasında görülür.

2- Kronik Bronşit: Bu çeşit bronşitte; havayollarını yağlayan bezler büyümüş, iç yüzlerinde bulunan tüyler görevini yapamaz olmuştur.

* Dekompresyon hastalığı: Dalışlar sırasında artan basınçtan dolayı vücut dokularında erimiş halde bulunan azot gazı, basıncın hızla azalması sonucu gaz haline geçer. Doku ya da kan damarları içinde bu kabarcıklar tıkanmalara neden olur. Dolayısıyla bu tıkanmalar kan akışını engeller ve devamında da önlem alınmazsa doku kaybı gerçekleşir. Bu kabarcık, vücut üzerindeki oluştuğu yere göre tehlikesi belirlenir. Kol, bacak gibi yerlerde oluşursa yaşamsal tehlikesi olmaz ancak, yaşamsal organlara yakın yerlerde gerçekleşirse çok tehlikeli olur. Bu durum “vurgun” ya da dekompresyon hastalığı olarak adlandırılır. Dekompresyon hastalığının önlenmesi için süreler ve derinliklerin verildiği tablolar ya da dalış bilgisayarlarının kullanımı en sağlıklı yöntemdir. Ayrıca sıvı kaybı, yülselti etkisi, dalış öncesi eylemlilik ve dalıştaki eylemlilik de hastalığın ortaya çıkması konusunda etkilidir.

* Dudak kanseri, güneş ışınlarına sunuk kalma ile ilgilidir ve sıklıkla alt dudakta ve dudak mukozası-deri bileşiminde orta hat boyunca ortaya çıkar. Genelde dudak kanseri, tipik olarak yüzeyel deriden kabarık bir deri-mukoza değişikliği olarak başlar; üzerinde yara açılabilir. Geleneksel tedavilere karşın iyileşmeyen ,kanama ve kabuklanma gösteren tümör haline gelir.

* HBV, Hepatit B Virüsü, kan ve vücut salgıları (meni, tükrük, vaginal salgılar, ter, gözyaşı) ile temas sonucu yayılır. Yayılımda en önemli etken kandır. HBV Bulaşma Yolları; Anneden bebeğe, doğum sırasında (Bulaşma doğumda veya hemen sonrasında nadir durumlarda rahim içindeyken olur) Virüs bulaşmış iğne ve diğer tıbbi cerrahi malzemelerle, Cinsel ilişki ile, Kan nakli ile (transfüzyon) Dövme yaptırırken kullanılan iğneler ile Özellikle kalabalık ve hijyenik standartların düşük olduğu yerlerde yakın aile ilişkisi ile bulaşma riski artmaktadır.

* Soğuğa bağlı doku zedelenmelerinin dereceleri :

1-DÜŞÜK ISI (Hipotermi) : Vücut ısısında düşmedir. Damarlarda büzülme, kaslar arasında eşgüdüm bozukluğu, kas güçsüzlüğü, mental yetide azalma vardır. Belirtileri :

Sağ eli kullanma yetikisinde kayıp

Sağ el egemenliğinin kaybı

Reaksiyonlarda genel yavaşlama

Vücutta peltekleşme

Düşünce sığlığı

Mantıksız davranışlar

Eylemsizliğe bağlı metabolik ısıda azalma.

Vücut ısısı düşmeyi sürdürürse, kalp atım hızı düşer; soluk alıp verme yüzeyelleşir. Isı düşüşünün sürmesi halinde, ventriküler fibrilasyon çıkar. Islaklık bütün bu süreçleri hızlandırır.

2-SOĞUK VURMASI (pernio, frost-nip, chillblain) : Yerel, yüzeyel donmaya bağlı zedelenmedir. Deri altı kanamalara bağlı koyu mavi küçük kabarcıklar vardır. Bu kabarcıklar ya ülserleşir-nekroze olur; ya da ağrılı ve yavaş bir iyileşme gösterir. Yinelemelerinden kaçınılmalıdır.

3-SİPER AYAĞI (Trench foot, immersion limb) : Dolaşım bozulur; dokunun beslenmesi bozulur. Deride ülser ve nekroz gelişir.

4-DONMA (Frostbite) : Doku donar; buz kristalleri ortaya çıkar. Hücresel düzeyde parçalanma vardır. İyileşmede, donan dokunun derinliği önemli rol oynar. Eğer damarlar donmuşsa, doku ölümü (nekroz) ortaya çıkabilir. Donmada deri kızarır ve mavimsi kırmızı bir renk alır. Etkilenen bölgede yanma tarzında bir ağrı ve uyuşma olur. Donan bölge kansızlığa bağlı balmumu solukluğunu alır. İlk etkilenenler parmaklar, yanaklar, burun ve kulaktır.

* Hipertermi : Çevre ısısına bağlı olarak vücut ısısının artmasıdır.

* Histoplazmoz, akciğer dokusunda iltihaplanma ve ateşle kendini gösteren mantar hastalığı.

* Kanser, Latincede yengeç anlamına gelen “crab” sözcüğünden türetilmiştir. Yunanlı hekim Hipokrat, hastalığın başladığı bölgeden diğer organlara yayılmasını gözlemleyerek bu tanımlamayı yapmıştır. Kanser vücuttaki bir hücre grubunun farklılaşarak, aşırı ve kontrolsüz şekilde çoğalması sonucu meydana gelmektedir. Normalde hücrelerin büyümesi ve çoğalması bir düzen içerisinde olmaktadır. Buna paralel olarak doku ve organlar da görevlerini normal olarak yapabilmektedirler. Ancak bu hücreler anormal şekil ve hızda büyümeye ve çoğalmaya başlarlarsa, tümör adı verilen kitle oluşumuna yol açarlar. Bu anormal hücrelerin köken aldığı organa göre hastalık adlandırılır(akciğer kanseri, meme kanseri, prostat kanseri vs.). Kanserler, iyi huylu ve kötü huylu olarak adlandırılırlar. Kötü huylu olanlar yayılma eğilimi yüksek olanlardır. Kanser hücrelerinin bütün vücuda yayılmasına metastaz adı verilir.

* Kurşun zehirlenmesi 2’ye ayrılır: 1-Akut zehirlenme, suda eriyen veya çabuk emilen kurşun bileşiklerinin ağız yoluyla alınmasıyla ortaya çıkar. 2-Kronik zehirlenme, inorganik veya organik kurşun bileşiklerinin ağız, deri veya solunum yoluyla sürekli alımı sonucu ortaya çıkar. Kurşun zehirlenmesinde genellikle ilk yakınma şiddetli ve kolik niteliğinde karın ağrısıdır. Sindirim sistemi, merkezi sinir sistemi bozuklukları ile kansızlık en önemli bulgulardır. SSK yıllıklarına göre Türkiye’de en çok sık bilinen meslek hastalıklarındandır.

* Lyme hastalığı, insan ve hayvanlarda görülebilen ve kenelerle bulaştırılan (taşınan) bakteriyel bir hastalıktır. Bu hastalığa Borrelia burgdorferi bakterisi neden olmaktadır.

Yüksek ateş ,iştahsızlık bitkinlik ,ani gelen şiddetli ağrılar ,davranış bozuklukları

bilinç kaybı olabilir.

* Nazal Sinüs Kanseri, burunun arkasında, alında ve yüzde yer alan soluk alırken hava ile dolan sinüs boşluklarındaki hücrelerin normalden fazla çoğalarak tümör oluşturmasıdır. Bunun sonucunda bu boşluklar tıkanır ve bazı belirtiler ortaya çıkar.

* Periton Tümör, karın bölgesindeki organların ortasında yer alan boşlukta kanser hücrelerinin oluşturduğu kitledir.

* Pnömokonyoz, genellikle bazı özel iş koşullarında çalışan kişilerde inorganik toz yada zerrecikli maddenin akciğerlerde depolanması ve buna bağlı olarak gelişen doku reaksiyonu ile ilgili durumdur. Asbestos ve silikoz bu gruba giren hastalıklardandır.

* Raynaud Sendromu, el ve ayak parmaklarının soğuğa sunuk kalması nedeniyle ağrı ve uyuşuklukla birlikte soluklaşmasıdır. Dolaşım bozukluğu nedeniyle hastalık görülür. Genellikle bu hastalığın altında başka nedenler vardır. Bu nedenler bilinmiyorsa Raynaud’s sendromu adını alır. Sürekli sarsıntı yapan makinalarla çalışan işçilerde görülür.

* Sıtma, hastalık yapıcı bir parazit olan plazmodiumların, dişi anofel sivrisinekleriyle insanlara bulaşmasıyla yayılan ateşli bir hastalıktır. Batı dillerinde bu hastalık için ‘Malaria’ terimi de kullanılır ki bu İtalyancada ‘kötü hava’ anlamına gelir. Hastalığın en önemli belirtisi olan titremeyle yükselen ateş, plazmodiumun çeşidine göre değişik şekillerde olur. Çok eski zamanlardan beri bilinen bu hastalığın tanısının konulması kolaydır; ayrıca tedavisi de olasıdır.

* Silikoz, serbest silis taneciklerinin (Kristal kuvars) solunum yoluyla alınması sonucu meydana çıkan, sanayi parçacıklarının yol açtığı ağır bir hastalıktır. Madencilik, taş kesme, taşocağı çalışmaları (özellikle granit), yol ve bina inşaatı, dinamitle kayaları patlatma ve çiftçilik, serbest silise sunuk bırakan mesleklerdir. Belirtilerin meydana gelmesi için genellikle 15-20 yıl bu parçacıklara sunuk kalmak gerekir. Fakat silise yoğun şekilde sunuk kalınan kapalı alanlarda patlatma, yüksek kuvars içeren kayaları delerek tünel açmak ve temizleme tozu imalatı gibi işlerde çalışan korumasız işçiler bir yıldan kısa bir sürede silikoza tutulabilirler.

* Valsalva Manevrası

Burun kanatları parmaklarla kapatılır.
Ağızdan kuvvetli bir soluk alınır
Ağzınız ve burnunuz kapalı olarak yanak şişirilerek basınçlı hava östaki borusundan orta kulağa geçirilir.
Bırakmadan yutkunularak kulağa hava girişi hissedilir.
Bu valsalva hareketi birçok kez yapmak gerekebilir.
* Verem, (Tüberküloz) olarak da adlandırılan verem hastalığı insanlık tarihinin ilk çağlarından itibaren görülen en eski hastalıklardan birisidir. Verem esas olarak akciğerleri tutan ve bunun yanı sıra diğer birçok organda da yerleşebilen Mycobacterium Tuberculosis (Koch basili) mikrobunun oluşturduğu bir hastalıktır. Bağışıklık sistemi hücreleri savaşmalarına karşın mikropların tamamını genellikle öldüremez. Basiller akciğerlerde yuvalar oluşturmasına neden olur. Verem en çok omurga, kalça kemikleri, lenf bezleri, böbrekleri etkiler. Hastalığı, yalnızca akciğer veremi olan kişiler yayabilir. Bu kişilerin öksürmesi, konuşması ve hapşırması sonucu mikroplar damlacık şeklinde havaya atılırlar. Ortamda bulunan diğer sağlıklı kişiler havada asılı kalan bu mikropları soluk alırken akciğerlerine alırlar. Kaşık, çatal, bardak gibi eşyalardan hastalık bulaşmaz. Verem mikrobu vücuda girdikten sonra uzun süre hastalık yapmadan kalabilirler. Bu dönemde vücut tarafından oluşturulan verem mikrobu bulaştığını genellikle bilmez.

İnşaat ta iş sağlığı ve güvenliği

İŞÇİ ÖZLÜK DOSYASI
İşyerinde çalışan işçiler için özlük dosyası oluşturulmamıştır.
İşveren çalıştırdığı her işçi için bir özlük dosyası düzenler. İşveren bu dosyada, işçinin kimlik bilgilerinin yanında, bu Kanun ve diğer kanunlar uyarınca düzenlemek zorunda olduğu her türlü belge ve kayıtları saklamak ve bunları istendiği zaman yetkili memur ve mercilere göstermek zorundadır.
İşveren, işçi hakkında edindiği bilgileri dürüstlük kuralları ve hukuka uygun olarak kullanmak ve gizli kalmasında işçinin haklı çıkarı bulunan bilgileri açıklamamakla yükümlüdür.(İş Kanunu Madde:75)
PERİYODİK SAĞLIK KONTROLÜ
İşyerinde çalışan işçilerin periyodik sağlık muayeneleri yapılmamıştır.
AĞIR VE TEHLİKELİ İŞLERDE RAPOR
İşyerinde çalışan işçinin ağır ve tehlikeli işlerde çalışacaklara ait örneğine uygun sağlık raporları yoktur.
Ağır ve tehlikeli işlerde çalışacak işçilerin işe girişinde veya işin devamı süresince en az yılda bir, bedence bu işlere elverişli ve dayanıklı oldukları işyeri hekimi, işçi sağlığı dispanserleri, bunların bulunmadığı yerlerde sırası ile en yakın Sosyal Sigortalar Kurumu, sağlık ocağı, hükümet veya belediye hekimleri tarafından verilmiş muayene raporları olmadıkça, bu gibilerin işe alınmaları veya işte çalıştırılmaları yasaktır. Sosyal Sigortalar Kurumu işe ilk giriş muayenesini yapmaktan kaçınamaz. İşyeri hekimi tarafından verilen rapora itiraz halinde, işçi en yakın Sosyal Sigortalar Kurumu hastanesi sağlık kurulunca muayeneye tabi tutulur, verilen rapor kesindir. Yetkili memurlar isteyince, bu raporları işveren kendilerine göstermek zorundadır. Bu raporlar damga vergisi ve her çeşit resim ve harçtan muaftır.
Sağlık Bakanlığının görüşü alınarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından belirlenen Ağır ve Tehlikeli İşlerde Çalışacaklara Ait İşe Giriş / Periyodik Muayene Formu örneği EK-II de verilmiştir. (İş Kanunu Madde:86, Ağır ve Tehlikeli İşler Yönetmeliği Madde:5-Ek-II)
TETANOS AŞISI
İşçilerin tetanos aşısı olduklarına dair belgeler görülememiştir.
Tetanos tehlikesi olan işlerde çalışan bütün işçilere, antitetanik aşı yapılacak, parçalanmış ezik ve toprakla bulaşmış yaralanmalarda, serum antitetanik tatbik olunacak, işçi daha önce aşılanmış ise, rapel olarak, anatoksin yapılacaktır.
(İş Kanunu Geçici Madde:2, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü Madde:86)
İŞ GÜVENLİĞİ EĞİTİMİ
İşçilerin iş sağlığı ve güvenliği konularında eğitildiklerine dair belgeler yoktur.
İşverenle; işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri işlerindeki riskler, alınması gerekli önlemler ve yasal hak, sorumlulukları konusunda eğitmek zorundadır. Bu eğitimin nasıl ve kimler tarafından verilebileceği gibi hususlar; Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelikte açıklanmıştır. (İş Kanunu Madde:77, Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik Madde:4,17)

MESLEKİ EĞİTİM

Ağır ve tehlikeli işlerde çalışan kişinin çalıştığı işle ilgili mesleki eğitim gördüklerine dair belgeleri yoktur. Çalıştığı işle ilgili mesleki eğitim almamış işçiler ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılamaz. (İş Kanunu Madde:85)
İSKELELERİN KONTROLU
İskelelerin, uzman kişiler tarafından kontrol edildiğine dair belgeleri yoktur.
İskeleler; kullanılmaya başlanmadan önce, belirli aralıklarla ve üzerinde değişiklik yapıldığında, belli bir süre kullanılmadığında, deprem, fırtına, sel ve hortum gibi sağlamlığı ve dayanıklılığı etkileyebilecek olaylara maruz kaldığında uzman kişiler tarafından kontrol edilecektir. (Yapı İşlerinde Sağlık ve Güvenlik Yönetmeliği EK-IV.B Bölüm-II Madde:6.3)

İSKELENİN KORKULUKLARI
İskelenin korkulukları, işçileri düşmelere karşı koruyacak şekilde yapılmamıştır.
Bütün iskeleler kendiliğinden hareket etmeyecek ve çökmeyecek şekilde tasarlanmış, yapılmış olacak ve bakımlı bulundurulacaktır. Çalışma platformları, geçitler ve iskele platformları, kişileri düşmekten ve düşen cisimlerden koruyacak şekilde yapılacak, boyutlandırılacak, kullanılacak ve muhafaza edilecektir. (Yapı İşlerinde Sağlık ve Güvenliği Yönetmeliği EK-IV.B Bölüm-II Madde:6)
YÜK ASANSÖRÜNÜN KONTROLÜ
Yük asansörünün kontrol belgesi bulunmamaktadır.
Bütün kaldırma araçları ile bağlantıları, sabitleme ve destekleme elemanları da dahil bütün yardımcı kısımları; (a) Kullanım amacına uygun ve yeterli sağlamlıkta tasarlanmış ve imal edilmiş olacak, (b) Doğru şekilde kurulacak ve kullanılacak, (c) Her zaman iyi çalışabilir durumda olacak, (d) Yürürlükteki mevzuata göre, periyodik olarak kontrol, test ve deneyleri yapılacak, (e) Bu konuda eğitim almış ehil kişilerce kullanılacaktır.
Kaldırma araçları ve yardımcı elemanlarının üzerlerine azami yük değerleri açıkça görülecek şekilde yazılacaktır. Kaldırma ekipmanı ve aksesuarları belirlenen amacı dışında kullanılmayacaktır.
(Yapı İşlerinde Sağlık ve Güvenlik Yönetmeliği EK-IV.B Bölüm-II Madde:7)

YÜK ASANSÖRÜNÜN YÜKLEME ALANI
Yük asansörüne yükleme yapılan alanın etrafı çevrilmemiştir.
Yapı alanlarında girilmesi yasak bölgelere yetkisiz kişilerin girişi uygun araç ve gereç kullanılarak engellenecektir. Tehlikeli bölgeler belirgin olarak işaretlenecek, bu bölgelere girme izni verilen işçileri korumak için gerekli önlemler alınacaktır. (Yapı İşlerinde Sağlık ve Güvenlik Yönetmeliği EK-IV.A Madde:10.4)

YÜK ASANSÖRÜNÜN (GIRGIR VİNCİN) SINIR DURDURUCUSU
Gırgır vincin (Yük asansörünün) üst sınır durdurucusu sökülmüştür.
Bütün kaldırma araçları ve bağlantıları, sabitleme-destekleme elemanları da dahil bütün yardımcı kısımları; Doğru şekilde kurulacak ve kullanılacak, kaldırma ekipmanı ve aksesuarları belirlenen amacı dışında kullanılmayacaktır. (Yapı İşlerinde Sağlık ve Güvenlik Yönetmeliği EK-IV.B Bölüm-II Madde:7.1.c, 7.3)

GÖVDE TOPRAKLAMASI
Elektrik panosunun / Yük asansörünün gövde topraklaması yapılmamıştır.
Çıplak metal kısımlı elektrik cihazları, uygun bir şekilde topraklanacaktır. Bütün iş ekipmanı, işçilerin doğrudan veya dolaylı olarak elektrikle temas riskinden korunmasına uygun olacaktır.(İş Ekipmanlarının Kullanımında Sağlık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliği EK-I Madde:2.19)
AÇIKTAKİ İLETKENLER
İnşaat içerisinde açıkta iletkenler bulunmaktadır. İletkenler, dış etkilere karşı uygun şekilde korunacaktır. Yapı alanındaki enerji dağıtım tesislerinin ve özellikle dış etkilere maruz kalan tesislerin; düzenli olarak kontrol ve bakımı yapılacaktır. (Yapı İşlerinde Sağlık ve Güvenlik Yönetmeliği EK-IV.B Bölüm-II Madde:2.1)
AYDINLATMA
İşyerinin merdiven aydınlatması yetersizdir. İşyerleri mümkün olduğunca doğal olarak aydınlatılacak,doğal aydınlatma yeterli olmadığı durumlarda işçilerin sağlık ve güvenliğinin korunması amacına uygun olarak suni aydınlatma yapılacaktır.
(Yapı İşlerinde Sağlık ve Güvenlik Yönetmeliği EK IV.A Madde:8.1)
İLKYARDIM MALZEMESİ VE SEDYE
İşyerinde yeterli ilkyardım malzemesi ve seyyar sedye yoktur.
İlkyardım odaları yeterli ilk yardım malzeme ve ekipmanı ile teçhiz edilecek ve sedyeler kullanıma hazır halde bulundurulacaktır. Buralar, yürürlükteki mevzuata uygun şekilde işaretlenecektir. (Yapı İşlerinde Sağlık ve Güvenlik Yönetmeliği EK-IV. A Madde:13)

ACİL TELEFONLAR
İlkyardım için yerel acil servis adresleri ve telefon numaraları görünür yerlere asılmamıştır.
Yerel acil servis adresleri ve telefon numaraları görünür yerlerde bulunacaktır. (Yapı İşlerinde Sağlık ve Güvenlik Yönetmeliği EK-IV. A Madde:13)
BAŞ KORUYUCULARI (BARET)
İşçiler, başlarında kişisel koruyucu donanım olarak baret bulunmadan çalışmaktadırlar.
Her işveren; inşaat işlerinde çalışanlara kişisel koruyucu donanım olarak koruyucu baretler verecektir. (Kişisel Koruyucu Donanımların İşyerlerinde Kullanılması Hakkında Yönetmelik Madde:8, Ek-III-1)
EMNİYET KEMERİ
İşçiler, yüksekten düşme tehlikesi bulunan kısımlarda emniyet kemeri kullanmadan çalışmaktadırlar.
Her işveren; yüksekten düşme tehlikesi bulunan kısımlarda çalışanlara kişisel koruyucu donanım olarak emniyet kemeri verecektir. (Kişisel Koruyucu Donanımların İşyerlerinde Kullanılması Hakkında Yönetmelik Madde:8, Ek-III-9)
TEHLİKELİ BOŞLUKLAR
Asansör boşluklarında düşmelere karşı önlem alınmamıştır.
Çalışma yerlerinin tabanları sabit, sağlam ve kaymaz bir şekilde olacak, tehlikeli olabilecek engeller, çukurlar veya eğimler bulunmayacaktır. Asansör ve benzeri için bırakılan boşluklarda düşmelere karşı uygun önlemler alınacaktır. (Yapı İşlerinde Sağlık ve Güvenliği Yönetmeliği EK-IV.B Bölüm-I Madde:6.1)
ARTIK MALZEMELER
İşyerinde döşemelerde ve merdivenlerde bulunan artık malzemeler temizlenmemiştir.
Yapı işyerindeki çalışmalarda, yapı alanının düzenli tutulması ve yeterli temizlikte olması sağlanacaktır. (Yapı İşlerinde Sağlık ve Güvenlik Yönetmeliği Madde:10.a)
MERDİVEN KORKULUKLARI
Merdiven kenarlarında ve sahanlıklarında korkuluk bulunmamaktadır.
Yüksekten düşmeler, özellikle yeterli yükseklikte sağlam korkuluklarla veya aynı korumayı sağlayabilen başka yollarla önlenecektir. Korkuluklarda en az; bir trabzan, orta seviyesinde bir ara korkuluk ve tabanında eteklik bulunacaktır.
(Yapı İşlerinde Sağlık ve Güvenliği Yönetmeliği EK-IV.B Bölüm-II Madde:5.1)

SEYYAR MERDİVENLERDE ÖNLEM
Çalışma platformları, geçitler ve iskele platformları, kişileri düşmekten ve düşen cisimlerden koruyacak şekilde yapılacak, boyutlandırılacak, kullanılacak ve muhafaza edilecektir.
(Yapı İşlerinde Sağlık ve Güvenliği Yönetmeliği EK-IV.B Bölüm-II Madde:6.2)
DÜŞEN CİSİMLERE KARŞI ÖNLEM (SUNDURMA)
Bina girişinde yukarıdan düşebilecek cisimlere karşı önlem alınmamıştır.

Yapı alanında yukarıdan malzeme düşme riski bulunan kısımlara girilmesini önleyecek tedbirler alınacaktır. Bina içerisine giriş yerlerine kapalı geçit yerleri yapılacaktır. (Yapı İşlerinde Sağlık ve Güvenlik Yönetmeliği EK-IV.B Bölüm-II Madde:4)

GEÇİT YERİ VE RAMPALAR

Bina inşaatının giriş yerinde bulunan rampa şeklindeki geçit yeri tekniğe uygun olarak yapılmamıştır.
Merdivenler, sabitlenmiş geçici merdivenler, yükleme yerleri ve rampaları da dahil olmak üzere trafik yolları; kolay ve güvenli geçişi sağlayacak, buraların yakınında çalışanlar için tehlike yaratmayacak şekilde tasarlanıp yapılacaktır.
(Yapı İşlerinde Sağlık ve Güvenlik Yönetmeliği EK-IV.A.Madde:10.1)

SOYUNMA YERİ-TUVALET-LAVABO
İşçilerin soyunup giyinebilecekleri uygun bir yer ile el yüz yıkama yeri ve tuvalet yoktur.

İş elbisesi giymek zorunda olan işçilerin, etik olarak veya sağlık nedenleriyle, uygun olmayan bir yerde soyunmalarına izin verilmeyecek, işçiler için uygun soyunma yerleri sağlanacaktır. Soyunma yerlerine kolay ulaşılacak, kapasitesi yeterli olacak ve oturacak yer sağlanacaktır.

Çalışma, dinlenme, yıkanma ve soyunma yerlerinin yakınında, yeterli sayıda tuvalet ve lavabo ile temizlik malzemesi bulundurulacaktır. Tuvalet ve lavabolar erkek ve kadın işçiler için ayrı olacak veya ayrı ayrı kullanımları için gerekli düzenleme yapılacaktır.
(Yapı İşlerinde Sağlık ve Güvenlik Yönetmeliği EK IV. A Madde:14)

UYARI LEVHALARI
Yapı alanının gerekli yerlerinde uyarı levhaları bulunmamaktadır.

İşveren, işyerindeki çalışma yöntemlerini, iş organizasyonu ve toplu koruma önlemleri ile işyerindeki risklerin giderilemediği veya yeterince azaltılamadığı durumlarda, güvenlik ve sağlık işaretlerini bulundurmak ve uygun şekilde kullanmak zorundadır. (Güvenlik ve Sağlık İşaretleri Yönetmeliği Madde:5)

İNŞAATIN ETRAFININ ÇEVRİLMESİ
İnşaatın etrafı çevrilmemiştir.
Yapı alanının etrafı ve çevresi kolayca görülebilecek ve fark edilebilecek şekilde çevrilecek ve işaretlenecektir. (Yapı İşlerinde Sağlık ve Güvenlik Yönetmeliği EK IV.A Madde:18.1)
KAZI İŞLERİNDE ÖNLEM
İnşaat etrafında bulunan temel kazısında gerekli iksa yapılmamıştır.
1. Kazı işleri, kuyular, yeraltı işleri ile tünel ve kanal çalışmalarında;
(a) Uygun destekler ve setler kullanılacak,
(b) Malzeme veya cisim düşmesi veya su baskını tehlikesine ve insanların düşmesine karşı uygun önlemler alınacak,
(c) Sağlık için tehlikeli veya zararlı olmayan özellikte solunabilir hava sağlamak için bütün çalışma yerlerinde yeterli havalandırma yapılacak,
(d) Yangın, su baskını veya göçük gibi durumlarda işçilerin güvenli bir yere ulaşmaları sağlanacaktır.
2. Kazı işlerine başlamadan önce, yer altı kabloları ve diğer dağıtım sistemleri belirlenecek ve bunlardan kaynaklanabilecek tehlikeleri asgariye indirmek için gerekli önlemler alınacaktır.
3. Kazı alanına giriş ve çıkış için güvenli yollar sağlanacaktır.
4. Toprak ve malzeme yığınları ve hareketli araçlar kazı yerinden uzak tutulacak ve gerekiyorsa uygun bariyerler yapılacaktır. (Yapı İşlerinde Sağlık ve Güvenlik Yönetmeliği EK IV B Bölüm II Madde:10)

KAT DÖŞEME KENARLARINA ŞERİT
Kat döşeme boşluk kenarlarına şerit çekilmemiştir.
Engeller ve tehlikeli yerlerde kullanılan işaretlemeler şöyle olacaktır;
1. Engellere çarpma, düşme ya da nesnelerin düşme tehlikesinin bulunduğu yerler; işletme tesisleri için işçilerin çalışmaları esnasında dolaştıkları bölgelerde, birbirini takip eden sarı ve siyah ya da kırmızı ve beyaz renk şeritleriyle işaretlenecektir.
2. İşaretlerin boyutu, engelin ya da tehlikeli bölgenin büyüklüğü ile orantılı olacaktır.
3. Sarı-siyah ya da kırmızı-beyaz şeritler yaklaşık olarak 45 derece açıyla ve aynı büyüklükte boyanacaktır. (Güvenlik ve Sağlık İşaretleri Yönetmeliği Ek.V.1)

SAĞLIK VE GÜVENLİK PLANI
İşyeri sağlık ve güvenlik planı hazırlanmamıştır.

İşveren veya proje sorumlusu, işyerinde yürütülecek faaliyetleri dikkate alarak bir sağlık ve güvenlik planı hazırlayacaktır. Yapı alanında, ilgili yönetmeliğin EK-II bölümünde belirtilen işlerin yapılması durumunda bu işlerle ilgili önlemler planda yer alacaktır. (Yapı İşlerinde Sağlık ve Güvenlik Yön. Madde:5.a, 7.b)

22 Kasım 2015 Pazar

Ara inşaat inşaatinşaat Nedir? Arapça inşaa sözcüğünden gelmektedir. Türkçe karşılığı yapıdır. Yapı işleri, Yapımı süren bina, Yapma işi, yapım. Bir mimarlık terimi olan inşaat, belli bir bölgedeki bina veya yapının oluşturulma aşamasıdır. İnşaat aslında pek çok işin aynı anda yürütüldüğü bir aşamadır. Normalde işi proje yöneticisi, tasarım mühendisi veya proje mimarı tarafından yönlendirilen inşaat yöneticisi yönetir. inşaat çivisi Çapı 2-7 mm, boyu 4-20 cm arasında değişen, başlı ve tepesi tırtıllı çivi. Blok inşaat Birbirine bitişik yapılan yapılar. İNŞAAT a. Her türlü inşaat taahhüt işleri; konut, işyeri, ticarethane inşaatlarını yapmak, satmak, kendi hesabına arazi ve arsalar almak bunlar üzerinde veya başkalarına ait arsa ve araziler üzerinde kat karşılığı binalar yapmak. b. Yurt içinde ve yurt dışında her türlü resmi ve özel sektöre ait inşaat taahhüt ve montaj işleri yapmak ve müstakil konut, iş hanları, fabrikalar, yollar, baraj ve göletler, park ve bahçe düzenlemeleri ve turistik tesisler, tatil köyleri inşa etmek ve kiraya vermek. c. Türkiye sınırları içinde veya yabancı ülkelerde, resmi ve özel kurum ve kuruluşları tarafından kapalı zarf, açık arttırma, eksiltme, teklif alma ve pazarlık usulü ile ihaleye çıkarılacak her türlü küçük ve büyük yapıların her türlü inşaat işlerini Anahtar teslimi taahhüt etmek. d. Türkiye Cumhuriyeti devleti bakanlıklarının ve bakanlığa bağlı resmi kuruluşların, kamu iktisadi teşebbüsleri, iktisadi devlet teşekkülleri, kamu iktisadi kuruluşları, kamu bütçeli daireler, mahalli idareler, belediyeler, yapı kooperatifleri, özel sektör kuruluşları tarafından yurt içinde ve yurt dışında ihaleye çıkarılan inşaat, elektrik, tesisat, yol, su, kanalizasyon, doğalgaz, altyapı, üstyapı, dekorasyon, restorasyon işlerinin yeniden veya onarımı ihalelerine katılmak, teklif vermek, ihale şirkette kalırsa ihale sözleşmesi gereği işi yapmak ve teslim etmek. e. Prefabrike inşaat ve meskenler yapmak, yaptırmak ve bunları satmak, kiraya vermek. f. Her türlü havuz inşaatı ve arıtma işlemleri yapmak. g. Her türlü dekorasyon işleri, tamirat ve boya işleri yapmak. h. Her türlü mimarlık hizmetleri vermek, şehir ve imar planları hazırlamak, uygulamalarını yapmak. i. Her türlü mühendislik hizmetleri vermek, proje ve uygulamalarını yapmak. j. Dekorasyonla ilgili spor salonlarının saha çizimi, boya, parke ve Cam cila, duvar kağıdı, halıfleks, asma tavan-kartonpiyer, fayans kalebodur, su ve Elektrik tesisatı, çatı tadilat işleri yapmak. k. Her türlü bina, büro, tesis ve yapılar ile peyzaj mimarisi ve çevre düzenlemesi alanında mimarlık, mühendislik, teknik müşavirlik hizmetleri olarak plan, proje, teknik hesaplar, danışmanlık, etüd, araştırma, tasarım, fizibiliteler yapmak, bununla ilgili hizmet grupları oluşturmak ve işletmek. l. Durum (halihazır), kadastro, yeraltı maden ocakları, Deniz dibi, Tünel ve baraj, yol, su, kanalizasyon, boru hattı gibi şerit haritalarının yapımı. Parselasyon planlarının yapımı. m. İslah-imar planlarının yapımı ve uygulama işlemlerinin yapımı. n. Konusuyla ilgili her türlü dengeleme,hesaplama,yazım ve çizim işlerinin yapımı. Türkiye'de İnşaat Sektörünün Tarihi Tarihçesi Cumhuriyet dönemindeki gelişim sürecinde inşaat alanında ilk önemli adımlar 1920’li yıllarda, ileride başkent olacak Ankara’da başlamıştır. Ankara’da tüm, zorluklara, ulaşım ve malzeme yetersizliğine rağmen çevrenin geleneksel yapı tarzına uygun bir imar faaliyetine girilmiştir. Kullanılan malzemeler ahşap, kerpiç, kaba yontma taş gibi ilkel malzemelerdi, bunlar bile yeterli düzeyde sağlanamıyordu. Ülkemizde Cumhuriyetle birlikte hızlı ve planlı kalkınma için sanayi, tarım ve ulaşım alanlarında yatırımlara verilen önem, Türk İnşaat Sanayinin temelini atmıştır. Bu dönemin ilk inşaat faaliyetleri, ulaşım sektöründeki yol inşaatlarında görülmektedir. Ancak yetişmiş teknik eleman yetersizliği, çalışmaların bir süre yabancı firma, uzman ve müşavirliğinde yürümesine neden olmuştur. Cumhuriyet döneminin başlangıcından 1950'li hatta 1960'lı yıllara kadar, inşaat sektöründe en büyük ağırlık altyapı ve bayındırlık inşaatlarındadır. Bu süre içinde söz konusu inşaat alanlarında dönem dönem büyük gerçekleşmeler görülmüştür. Yine bu dönemde DSİ, T.C. Karayolları gibi teknik gücü bünyesinde toplayan büyük çapta, devlet desteği ile yatırımlar yapan teşkilatlar kurulmuş ve bunların yaptığı yatırımlar inşaat sektörüne bir ivme kazandırmıştır. Bu hız 1960'lı yıllara kadar etkinliğini sürdürmüştür. 60'lı yıllarda DSİ yatırımlarının hacmi oldukça büyüktü. 1970'li yıllarda yetişmiş teknik işgücü özel kesime kaymış ve kamu kesiminde oldukça önemli bir teknik eleman açığı ortaya çıkmıştır. Diğer taraftan bu yıllarda özel kesimin faaliyet alanını sanayi kesimine kaydırması ve yatırımların yaygınlaşması sonucunda fabrika tipi bina yapımında artış olmuş, bu da yapım teknolojisinde prefabrikasyon sisteminin gelişmesini sağlanmıştır. Ülkemizde sanayileşme ile birlikte ortaya çıkan sosyo-ekonomik değişimler, kentleşme olgusu ve kentlere göçün hızlandırılması, inşaat sektöründe konut yapımcılığına önemli bir boyut kazandırmıştır. Ancak planlı bir üretime geçişe imkan bulamadan ortaya çıkan bu gereksinimin denetimsiz bir biçimde karşılanması, konut üretiminde karlılığı tek amaç haline getirmiş, kentlerde plansız ve kalitesiz konut üretimleri yaygınlaşmıştır. Bu olumsuz görünüme rağmen konut üretiminin bu dönemde ülkemiz ekonomisine, istihdam ve yatırım olarak büyük katkılarda bulunduğu da bir gerçektir. Bu arada olumlu bir gelişme, ticari ve sosyal yapı niteliğinde çok katlı bina yapımında görülmüştür. Gelişme sürecinde olan ülkemizde yaşanan ekonomik ve sosyal değişim, kentleşme ve konut sorunlarının sürekli olarak yeniden tanımlanması, yeni politika ve çözüm önerileri geliştirilmesini gerekli kılmaktadır . Ülkemizde konut sorununun gelişimine baktığımızda, Cumhuriyetin kurulduğu 1923 yılından bu yana geçen yetmiş yedi yıllık zaman içinde, değişik zamanlarda konut sorununun değişik yönlerinin önem kazanmış olduğu görülecektir. 1923 yılından 1950 yılına kadar, nüfus ve kentleşme hızı yavaştır. Ankara dışındaki diğer yerlerde, konut sorunu yoktur. Ülke tek parti yönetiminde olup konut sunum biçimleri çeşitlenmemiştir. 1950 yılından sonra kentleşme hızı yükselmeye başlamış, konut sunum biçimleri ve kurumsal yapılar, kentleşme hızının gerektirdiği konut gereksinimini karşılayamaz duruma gelmiştir. Soruna, içine girilen çok partili dönemde siyasi görüşlerle çözüm aranmış, 1958 yılında İmar İskan Bakanlığı kurulduktan sonra konut ve kentleşme sorunlarına çözüm üretmek bu Bakanlığın sorumluluğuna verilmiştir . 1965 yılından sonra yap satçı üretim ve gecekondu üretimi hız kazanmıştır. Bu sunum biçimleri, yüksek yoğunluklu ve önemli sorunları olan kentler doğurmuştur. Konut sorunu büyümüş, 1970'li yıllarda yavaş yavaş toplu konut türü sunum biçimleri ortaya çıkmaya başlamış ancak, bunlar kurumsallaşamamıştır ve kooperatifler en önemli konut üreticisi durumuna gelmiştir. 198O’li yıllarda Türkiye'nin yalnızca kentleşme alanında değil, toplumsal yaşamın her alanında da dönüşüm yaşadığı yıllar olmuştur. Türkiye, 1950'lerin yarısından sonra sürdürmekte olduğu iç pazara dayalı büyümeyi önce kalkınma modelini bırakarak, dışa dönük kalkınma modeline geçirmiş kaynaklarını uluslararası rekabet kurallarına göre dış piyasalara üretim yapabilen sektörlere aktarmaya başlamıştır. Konut ve kentleşme konusunda 1950'1i, yılların ortalarında ortaya çıkan kimi kurumlar, ya biçim değiştirmiş ya da uyum sağlayamayıp yok olmuştur. 1980'lerde Türkiye, bir yandan önceki dönemlerden devreden kentleşme ve konut sorunlarına, bir yandan da yeni dönemin sorunlarına çözüm bulmaya çalışmıştır. 1980'den sonraki dönemde kentsel alanlarda yaşanan değişimlerden birisi, gecekondulaşmanın değişen niteliğidir. Kullanıcıların başkalarının arsaları üzerinde kendi emekleri ile ürettikleri tek ya da az gecekonduların yerini, kullanımcı dışındaki gruplarca üretilen çok katlı yapılaşma almıştır. Ayrıca, kentlerin imarlı kesimlerinde de benzer gelişmeler yaşanmış, orta ve üst gelir gruplarına yönelik seçeneklerin, kooperatiflerin konut üretimindeki payı artmıştır. Bunun nedeni de Toplu Konut İdaresi'nin kooperatiflere açtığı kredilerdir. Kooperatiflerin üretimden aldığı payın artması, arsa gereksinimini artırmış ve arsa alarak konut üretimini buralarda yapmalarına yol açmıştır. Ayrıca konut üretiminin kent dışına taşınmasında Emlak Bankası ve Toplu Konut İdaresi uygulamalarının da etkisi olmuştur. Bu oluşumların sonucu daha büyük kent parçalarının açılmasını gerektiren toplu konut türü gelişmeler, egemen olmaya başlamıştır. Ülkemizde, Cumhuriyetin ilanından sonra farklı dönemlerde değişik boyutlarda hissedilen konut sorunu, özellikle yüksek nüfus artışı, hızlı ve sağlıksız kentleşme sonucunda giderek artmıştır .
İnşaatta Kullanılan İskelelerde Olması Gereken Nitelikler Nelerdir? Son zamanlarda İnşaat Sektörü’ nün sürekli iş kazaları ile gündemde olması tüm gözlerin üzerine dikilmesine sebep oldu. Son olarak Kayseri’ de yaşanan üzücü olayda İş Müfettişi ve Mühendis 5. Kattan Düşerek Öldü. İnşaat sektöründe yaşanan ölümcül iş kazalarının büyük bir çoğunluğunu yüksekten düşme kazaları oluşturuyor. Özellikle iskelelerin standarda uygun olmaması bu kazaların yaşanmasındaki en büyük rolü oynuyor. O zaman “İnşaatta Kullanılan İskelelerde Olması Gereken Nitelikler Nelerdir?” sorusunu cevaplamak gerekiyor. İskelelerin taşıması gereken nitelikler Yapı İşlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği’ nin 4 numaralı eki olan EK-4 Yapı Alanları İçin Asgari Sağlık ve Güvenlik Şartları’ nın 17. ve 46. maddelerinde açıklanmıştır. İskeleler 17– Ön yapımlı bileşenlerden oluşan cephe iskeleleri ve iskele şeklinde kullanılan geçici iş ekipmanlarının, TS EN 12810-1,TS EN 12810-2,TS EN 12811-1,TS EN 12811-2 ve TS EN 12811-3 standartlarına ve ilgili diğer ulusal standartlara, konu ile ilgili ulusal standart bulunmaması halinde ilgili uluslararası standartlara uygun olması sağlanır. 18– Asma iskeleler, cephe platformları, güç kaynağıyla veya elle çalışabilen, sabit veya hareketli, daimi veya geçici asılı erişim donanımları ve bu donanımı oluşturan parçaların ilgili ulusal standartlara, konu ile ilgili ulusal standart bulunmaması halinde ilgili uluslararası standartlara uygun olması sağlanır. 19– Seçilen iskelenin kurulum ve kullanım şekline göre sağlamlık ve dayanıklılık hesapları üreticiden temin edilir, mevcut değilse yapılır veya yaptırılır. Bu hesaplar yapılmadan veya yapılan hesaplar sonucunda iskelenin güvenli olmadığının tespit edilmesi halinde iskeleler kullanılamaz. İskelelerde genel tedbirler 20– İskelelerin aşağıdaki hususlara uygun olması sağlanır; a) Kendiliğinden hareket etmeyecek, stabilitesi bozulmayacak ve çökmeyecek şekilde tasarlanmış, imal edilmiş ve kurulmuş olması, b) İskele sistemlerinin güvenli bir şekilde desteklenmesi, yatay ve düşey kuvvetlere karşı uygun şekilde sabitlenmesi, c) Doğru şekilde ve bakımlı bulundurulması, ç) Korozyona karşı uygun malzeme kullanılması, d) İskele sisteminde çatlak, kırık, yıpranmış ve korozyona uğramış özellikteki iskele ve bağlantı elemanlarının kullanılmaması, e) İskelelerde görülen kusurların derhal giderilerek zayıf kısımların güçlendirilmesi. 21– İskele platformları hareket etmeyecek şekilde iskele sistemine sabitlenir. Platform elemanları ile iskele dikey elemanları arasında ve platform döşemesinde çalışanların düşmesine sebep olabilecek boşluk bulunmaması sağlanır. 22– İskelelerdeki korkuluk sistemlerinin bu Yönetmeliğin Ek–4 (A) Yüksekte Çalışma başlığının 6 ncı maddesinde tanımlanan özelliklere uygun olması sağlanır. 23– İskelelerdeki bütün bağlantı yerleri ile bağlantı elemanlarının yeterli sağlamlıkta olması sağlanır ve bu bağlantıların kendiliğinden ayrılmaması için gerekli tedbirler alınır. 24– İskele sistemlerinin kurulması, kullanılması ve sökümünde İş Ekipmanlarının Kullanımında Sağlık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliğinde belirtilen hükümlere uyulur. 25– İskeleler aşağıda belirtilen durumlarda işveren tarafından görevlendirilen ehil bir kişi tarafından kontrole tabi tutularak, iskeleler ile ilgili özel tedbirlerde belirtilen hususları içeren kontrol raporu hazırlanır, rapor sonucunda sadece güvenli olduğu tespit edilen iskelelerde çalışma yapılır; a) Kullanılmaya başlamadan önce, b) Haftada en az bir kez, c) Üzerinde değişiklik yapıldığında, ç) Belli bir süre kullanılmadığında, d) Sismik sarsıntı, kuvvetli rüzgârlar gibi olumsuz hava şartlarına veya denge ve sağlamlığını etkileyebilecek diğer koşullara maruz kaldığında. 26– İskelelerin taşıyabilecekleri azami ağırlıklar, levhalar üzerine yazılarak iskelelerin uygun ve görülebilir yerlerine asılır. Belirtilen bu ağırlıkları aşan yükler iskelelere yüklenmez. 27– İskelelerin üzerine moloz ve artıklar ile geçişi engelleyecek malzemeler bırakılmaz. 28– İskelelerde geçiş amacıyla en az 60 santimetre genişliğinde ve kenarlarında bu Yönetmeliğin Ek–4 (A) Yüksekte Çalışma başlığının 6 ncı maddesinde tanımlanan özelliklere uygun korkuluk sistemleri bulunan geçitler kullanılır. 29– Vinç veya benzeri makinelerin kullanılması sırasında, yüklenen malzemenin iskeleye takılmaması için gerekli tedbirler alınır. Ön yapımlı bileşenlerden oluşan cephe iskeleleri ve seyyar iskelelerde özel tedbirler: 30– Ön yapımlı bileşenlerden oluşan cephe iskelelerinin kurulumunda, taşıyıcı sisteme ait düşey ve yatay elemanların eksiksiz olarak kullanılması ve sistemin yeteri kadar çapraz elemanlarla takviye edilmesi sağlanır. 31– Ön yapımlı bileşenlerden oluşan cephe iskelelerinde taşıyıcı sisteme ait dairesel kesitli düşey ve yatay elemanların anma dış çapının en az 48,3 milimetre olması, anma et kalınlıklarının ise malzeme cinsine ve en küçük akma dayanımına uygun olması sağlanır.
Şantiyelerde İş Sağlığı ve Güvenliğine Yönelik Alınacak Önlemler FENNİ SORUMLU: Her işveren, yapı işlerini, fenni yeterliği bulunan kişilerin, teknik gözetimi ve sorumluluğu altında yürütecektir. Bu sorumlu kişi ya da kişiler ilgi alanlarına giren işlerin yapıldığı zamanlarda inşaat sahasında bulunmak ve işi yönlendirmek zorundadırlar. -YAPI İŞ DEFTERİ: İşveren, birinci sayfası Çalışma Bakanlığınca saptanacak örneğe uygun ve diğer sayfaları bir asıl ve bir suret olacak şekilde bir yapı iş defterini, işyerinde bulundurmakla yükümlüdür. Bu defter (piyasadan alınabilen 100-200 sayfalık kareli, harita metot defteri) işveren tarafından işyerinin bağlı bulunduğu bölge çalışma müdürlüğüne her sayfası mühürletilmek suretiyle onaylattırılır. Yapı iş defteri fenni mesul tarafından tutulur. Yapı iş defterine "Yapı İşlerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü"nün ilgili maddelerinde belirtilen hususlar ve gerekli diğer bilgiler işlenir. (Özellikle inşaatın her safhasında alınan güvenlik önlemleri, kazı kontrolü, gırgır vincin kontrolü, asma iskelenin kontrolü, betonarme kalıplarının kontrolü vb. hususlar tarih atılmak kaydıyla yazılır.) Yapı iş defterinin, istenmesi halinde, işyerini teftiş ve kontrole yetkili memurlara gösterilmesi zorunludur. Bu nedenle şantiyede bulundurulması gereklidir. - İLK YARDIM MALZEMESİ VE SEDYE: İşyerlerinde, içinde (tentürdiyot, alkol, sargı bezi, pamuk, yanık pomadı, suni teneffüs cihazı vb.) ilk yardım levazımı bulunan ilk yardım dolabı ile bir sedye ve bir battaniye bulundurulacaktır. - İŞÇİLERE SAĞLIK RAPORU: İnşaat işlerinde çalışacak işçilerin işe girişlerinde veya işin devamı süresince bedence bu işlere elverişli ve dayanıklı oldukları; işyeri hekimi işçi sağlığı dispanserleri, bunların bulunmadığı yerlerde sırası ile en yakın Sosyal Sigortalar Kurumu, Sağlık Ocağı, Hükümet yada Belediye Doktorları tarafından verilmiş örneğine uygun sağlık raporları olmadıkça; bu gibilerin işe alınmaları veya işte çalıştırılmaları yasaktır. Yetkili memurlar isteyince, bu raporları işveren kendilerine göstermek zorundadır. Bu nedenle bu raporların şantiyeden uzaktaki bir büroda değil, şantiyede bulundurulması gereklidir. Bu raporlar her türlü resim ve harçtan muaftır. - KİŞİSEL KORUYUCULAR: Alet, parça, malzeme gibi cisimlerin düşmesi muhtemel yerlerde çalışacak işçilere koruma başlığı (baret) verilecektir. Yüksekliği tabandan itibaren 3 metreden daha fazla olan ve düşme veya kayma tehlikesi bulunan yerlerde çalışanlarla, kiremit döşeyicilerine, oluk ve her türlü dış boya işleri yapanlara, gırgır vinçlerini çalıştıranlara ve kuyu, lağım, galeri ve benzeri derinliklerde çalışanlara emniyet kemerleri verilecek ve işçiler de verilen bu kemerleri kullanacaklardır. Su içinde çalışmayı gerektiren hallerde, işçilere, uygun lastik çizmeler verilecektir. Diz boyunu aşan suların yenilmesi için ayrıca gerekli tedbirler alınacaktır. El ve kolların korunması için kullanılacak eldivenler, işçinin ellerine ve yapacakları işe uygun seçilmiş olacaktır. - UYARI LEVHALARI: Yapı alanı içindeki tehlikeli kısımlar, açıkça sınırlandırılacak ve buralara görünür şekilde yazılmış uyarma levhaları konulacaktır. - DÖŞEME KENARINA KORKULUK: Betonarme platformlarının döşeme kenarlarına düşmeyi önleyecek korkuluk yapılacaktır. Bu mümkün olmadığı hallerde, serbest çalışmayı sağlamak için döşeme kenarına korkuluklu iskele yapılacaktır. Not: Döşeme kenarları en azından, uyarı niteliğinde kırmızı-beyaz renkli şerit bant ile sarılmalıdır. Basamakları yapılmamış betonarme merdiven döşemelerine kayma veya düşmeyi önleyecek ahşap basamaklar ve kova boşluğu kenarlarına ise uygun korkuluklar yapılacaktır. - BETONARME KALIPLARININ KONTROLÜ: Betonarme kalıplarının yeterliliği her beton dökümünden önce kontrol edilerek yapı iş defterine yazılacaktır. - TEHLİKELİ BOŞLUKLAR-MALZEME İSTİFİ-ARTIK MALZEMELER: Tavan veya döşemelerdeki boşluk ve deliklere , asansör boşluklarına, korkuluk yapılacak veya bu deliklerin üstleri geçici bir süre için uygun şekilde kapatılacaktır. Yapı işyerinde kazaya sebep olacak veya çalışanları tehlikeli durumlara düşürecek şekilde malzeme istif edilmeyecek ve araçlar gelişi güzel yerlere bırakılmayacaktır. Yapının devamı süresince sivri uçları veya keskin kenarları bulunan malzeme ve artıklar, gelişi güzel atılmayacak ve ortaklıkta bulundurulmayacaktır. - KAZILAR: Kazıların her bölümü ilgili fenni mesul (TUS) tarafından her gün en az bir defa kontrol edilecek ve çalışılmasında bir sakınca olmadığı sonucuna varılırsa işe devam edilecek; çalışılmasında sakınca olduğu anlaşılırsa sakınca giderilinceye kadar iş durdurulacaktır. Her iki halde de, durum, yapı iş defterine yazılıp imza edilecektir. Sert kaya, sert şist, betonlaşmış çakıl, sert kalker, killi şist kaya, gre ve konglomera gibi kendini tutabilen zeminlerde yetkililerin gerekli gördüğü hallerde ve şevsiz yapılmak zorunluluğu bulunan 150 santimetreden daha derin kazılarda, yan yüzler uygun şekilde desteklenmek veya iksa edilmek suretiyle tahkim olunacak ve iksa için kullanılacak kalas başları, kazı üst kenarından 20 cm. yukarı çıkarılacaktır. İksanın yeterliliği iş süresince kontrol edilerek sonuçlar yapı iş defterine kaydedilecektir. 150 santimetreden daha derin olan kazı işlerinde, işçilerin inip çıkmaları için yeteri kadar el merdivenleri bulundurulacaktır. İksa tertibatını ve desteklerini, inip çıkma için kullanmak yasaktır. - YAPI İSKELELERİ: Yapı iskeleleri, ancak sorumlu ve yetkili teknik elemanın yönetimi altında, tecrübeli ustalara iskele ölçüleri ve malzeme özellikleri göz önünde bulundurularak kurdurulacak veya söktürülecektir. İskeleler, sık sık ve en az ayda bir kere muayene ve kontrol edilecek ve sonuçlar yapı iş defterine yazılacaktır. İskeleler her fırtınadan sonra kontrol edilecektir. Yük taşıyan iskelelerde alet ve malzemenin düşerek kazaya sebep olmasını önlemek için döşeme dış kısmına 15 santimetre yüksekliğinde bir etek tahtası konacaktır. Bu etek tahtası ile döşeme arasında en çok bir santimetre boşluk bırakılabilir. İskelelerde köprü görevi görecek geçitler, 60 santimetreden dar ve korkuluksuz yapılmayacaktır. - ÇELİK BORULU İSKELE: Çelik borulu iskeleler, sağa ve sola sallanmayacak şekilde yeteri kadar çapraz borularla takviye edilecek ve binadan ayrılmayacak şekilde tespit olunacaktır. Çelik borulu iskelelerdeki platformlarda kullanılacak kalas veya diğer ahşap kısımların özellikleri ile kullanılacak çaprazlar, korkuluklar, ara korkuluklar ve benzeri kısımlardaki aralıklar ahşap iskelelerde aranan özelliklere uygun olacaktır. Boru veya madeni iskeleler statik, elektriğe karşı uygun şekilde topraklanacaktır. - ASMA İSKELE: Asma iskelelerin aşağı ve yukarı hareketlerini sağlayan makina, teçhizat ve vinçlerin, kullanmaya elverişli olduklarına ilişkin ve yetkili teknik elemanca kullanmaya başlamadan önce düzenlenmiş belgeleri işyerinde saklanacaktır. Asma iskele askısı için kullanılacak çelik veya kendir halatların yahut benzeri malzemenin her gün işe başlamadan önce muayene edilerek ezik, kopuk, çürük veya başka bir özrü olup olmadığı hususu yapı iş defterine kaydedilecek, ancak sağlam olduğu anlaşıldıktan sonra iskelede çalışma yapılacaktır. Asma iskele tavan kısmında mutlak surette sabit bir noktaya sağlam bir şekilde bağlanacaktır. Asma iskele korkulukları, en az 100 santimetre yükseklikte ve ara korkuluklu yapılacak, etek tahtaları ise en az 15 santimetre yükseklikte olacaktır. - SIPA İSKELE: Duvar işlerinde veya 120 santimetreden yüksekte yapılacak işlerde kullanılacak sıpa iskelelerde aşağıdaki özellikler bulunacaktır. 1 - Genişlikleri 125 santimetreden az, 2 - Yükseklikleri 300 santimetreden çok, 3 - Platform kalınlığı 5 santimetreden az, 4 - İskele bacak ve kirişleri 10X10 santimetre kesitinden küçük, 5 - Takviye ve çaprazlar 2,5X15 santimetre veya 5X10 santimetre kesitinden küçük, olmayacaktır. - GIRGIR VİNÇ (ASANSÖR): Gırgır vincin elektrik motoru topraklanmış olacaktır. Vincin şalteri otomatik olacak, vinç kovasının belirli bir yüksekliğe çıkması halinde otomatik şalter devreyi kesecektir. Çelik halatın tamburdan dışarı fırlaması önlenecektir. Kullanılacak çelik halatın çapı 12 milimetreden az olmayacak, sağlam ve özürsüz tellerden yapılmış olacaktır. Kova kancasına takılacak çelik halatın uç kısmı yüksüklü olarak kancaya takılacak ve serbest kalan uç kısmı uzun kısma en az 3 adet U klemensi ile uygun şekilde tespit edilecektir. Kancanın kovadan kurtulmaması için, mandal, kilitli mandal veya bağlama gibi uygun tertibat bulunacaktır. Vincin tespit edildiği kolon ahşap ise, kesiti 20X20 cm.den küçük olmayacak ve kolon, sağa sola yalpa yapmayacak şekilde tespit edilecektir. Ek bulunduğu hallerde, kolonun dört bir yüzünde, ekleme şartlarına uygun saplama yapılacaktır. Hareketi sırasında katlar arasında kovaya takılacak herhangi bir engel bulundurulmayacaktır. İçine konacak her türlü malzemenin yüksekliği kova üst düzeyini aşmayacaktır. Kalas, uzun tahta, demir ve benzeri malzeme veya eşya gırgır vince uygun ve emniyetli şekilde bağlandıktan sonra taşınacaktır. Hareket sırasında alabora olmaması için kova sapı kenarında kilitli mandal kullanılacaktır. Gırgır vinci çalıştıran işçiye güvenlik kemeri, lastik eldiven ve lastik ayakkabı gibi uygun kişisel koruyucu araçlar verilecektir. Gırgır vincin tabanda durduğu alanın ön yüzünde parmaklık (bariyer) şeklinde bir kapısı bulunacak, diğer tarafları ise en az 90 santimetre yüksekliğinde bir korkulukla çevrilmiş olacaktır. Gırgır vincin hareketi sırasında çevrili olan içinde hiç bir işçi bulundurulmayacaktır. Gırgır vince malzeme yükleyen bütün işçilere koruma başlığı (baret) giydirilecektir. Gırgır vincin bütün kısımları en az haftada bir kere ve ayrıca her yer değişmesinde kontrol edilecek ve sonuçlar yapı iş defterine yazılarak imzalanacaktır. - ELEKTRİK PANOSU VE İLETKENLER - TOPRAKLAMA: Elektrik panolarının taban alanlarında yalıtkan malzeme (lastik paspas veya tahta ızgara) bulunacaktır. Tehlike anında panoya ulaşmak için elektrik panolarının önlerine herhangi bir engel bulundurulmayacaktır. Elektrik kabloları, mekanik ve kimyasal etkilerden korunmuş olarak yerleştirilecektir. Elektrikli makinaları, uygun bir şekilde topraklanacaktır. Topraklama hatları kolay muayene edilecek şekilde çekilmiş olacaktır. Seyyar elektrikli makinalarda, gelen ve dönen akımı kontrol edip eşit olmadığı zamanlarda elektriği kesen kaçak akım röleleri kullanılacaktır. - TUVALET: İşyerlerinin uygun mahallerinde yeter sayıda helalar bulunacaktır. Hela yapılmasına işyerinin durumu müsait değilse ve yakınlarda da özel helalar bulunmuyorsa,işverenler,işçilerin bu ihtiyaçları için civarda yer bularak helalar yapmak zorundadırlar.
BİR BİNA BULUNMASI GEREKEN ÖZELLİKLER Yapılarımız işlevsel ihtiyaçları daha fazla karşılamalı, daha uzun ömürlü, daha zarif ve güzel olmalı, daha az enerji kullanmalı, çevrelerine ve tarihimize daha saygılı olmalıdırlar. Mutfak tasarımı kullanışlı, içinde ayakta durulması kolay, iyi aydınlatılmış ve yapılmakta olan işe yoğunlaşmak için en az gayreti gerektirecek - veya tam tersi şekilde olabilir. Sınıf öğrenmek için iyi: iyi aydınlatılmış, havalandırılan, konsantre olmak için yeterince büyük, sıkıcı bir ders olmasını engellemek için güneş alan, yan odalardan gürültü gelmeyen bir yer - veya tam tersi olabilir. Hastane iyileşmek için iyi: perdeler veya bölmelerle özel kullanım sağlayacak şekilde, uygun zamanlarda diğer hastalarla sohbet etmeye müsait, insanlara dışarıdaki dünyanın güzelliğini hatırlatarak onları hasta yataklarından kaldıracak bir yer olabilir veya bunların hiçbiri olmayabilir. Bina ölçeğinde de, mimarlığın kalitesi uygunluk, sağlamlık, dayanıklılık ve zevk gerektirir. Kullanım için uygun olmanın koşulları: bireysel veya grup kullanımına uygun doğru ölçülerde ve ölçekte yapılmış odalar; uyumak için, temiz havası olan ve dinlenmek için güvenli bir yer olan, sessiz, mevsime göre istendiği gibi ılık veya serin olan bir mekan; aydınlık, kullanışlı ve iyi iş yapmamızı mümkün kılan bir büro; tören ve sosyal etkileşim için uygun bir yer; zaman içinde değişen işlev ve gereksinimlere uyum sağlayabilecek bir yer; sağlıklı yapılı çevreye sahip olan ve ekolojik olarak güvenilir bir yer olmalıdır. Varolduğu süre boyunca dayanıklılık durumu: binalar kuru (nemsiz) olmalı, enerji kullanımı ve bakımı açısından ekonomik olmalı, yeterli uzunlukta bir yaşam süresine sahip olmalı ve kusursuz bir şekilde iş görmelidir. Zevk: oran zarafeti; iyi isçilikten duyulan haz; renk, ışık ve gölge, biçim ve siluet olasılıklarının bilinci; günümüzün kültürel meşruiyetine duyduğumuz inanç, geçmişe ve bölgesel kimliğe gösterdiğimiz saygı sayesinde beliren kültürel uygunluk ve anlamlılıktır. Ya bugün? Uygunluk hakkında: Birçok çağdaş konutta yetersiz mekân standartlarına bulunmaktadır. Avrupa Birliğinde, kişi basına ortalama yasam alanı 30 metrekaredir ve bu Çin Halk Cumhuriyetinde bunun yerine geçen miktardan 3 kat daha fazladır – tabi üstelik milyonlarca insanin başlarını sokacak bir çatıları bile olmadığı da göz ardı edilemez. Günün hangi saati olduğunun, daha da kötüsü değişen mevsimlerin algılanması olanaksız olan, doğal aydınlatması bulunmayan bürolar ve dükkânlar yapıyoruz. Varolduğu sürece dayanıklılık konusuna gelince: Engellenemeyen ve potansiyel sınırsız büyümeye inanarak, işlev değişikliklerine uyum sağlayamadıkları için binaları inşalarından 20 yıl sonra yıkıyoruz. Bununla ilgili olarak kaynakların, sermayenin ve malzemenin ziyan edilmesi kabul edilemez. Daha uygun bina elde edilmesi için, kamu politikaları artık değişmelidir: .Bir binada bulunması gereken özelliklerden biride ısı,ses,su ve yangın yalıtımının bulunmasıdır… A-Binalarda Isı Yalıtımı Dünya üzerindeki birincil enerji kaynaklarının hızla tükenmesi üzerine gelişmiş ülkeler basta olmak üzere tüm ülkeler enerji ihtiyaçlarını kontrol altına alma ve enerjiyi etkin kullanma yöntemleri geliştirmişlerdir.Ülkemizde de; basta sanayi ve konut sektörlerinde olmak üzere, enerji tüketimleri her geçen yıl artmaktadır. Konutlarda kullanılan enerjinin büyük bir kısmi ısıtma ve soğutma amaçlı olarak tüketilmektedir. Söz konusu bu enerjinin; etkin kullanılması, isi yalıtımı ile sağlanabilir. Bina zarfı, binanın iç ortamını dış ortamdan ayran yapı elemanlarını kapsar. Duvarlar, pencereler, kapılar, döşeme, tavan ve çatı, bina zarfını oluşturur. Sağlıklı yasam koşullarının yaratılması, yakıt tüketimlerini azaltarak; kullanıcının düşük yakıt masrafları ile sistemini isletmesinin ve dolayısıyla hava kirliliğinin azaltılmasının sağlanması, binanın iç ve dış etkenlerden korunarak ömrünün uzatılması amacıyla; yapı bileşenleri üzerinden, farklı sıcaklıktaki iki ortam (dış hava - yaşanan mahaller) arasındaki isi geççisini azaltmak için yapılan işlemlere isi yalıtımı denir. Duvarlar: Enerji verimliliği için isi kaybeden duvarlara isi yalıtımı yapılmalıdır. Duvarlarda yalıtım içten (duvarın iç yüzünden) veya dıştan (duvarın dış yüzünden) yapılabilir. Bunun için çeşitli isi yalıtım malzemeleri ve detayları uygulanabilir. Pencereler: Pencerelerde isi kaybı açısından en önemli özellik, isi geçirgenlik katsayılarıdır. (U değeri). Binalarda kullanılacak pencerelerin isi geçirgenlik katsayıları TS 825’e uygun olmalıdır. Pencereler, kıs mevsiminde günesin mahal içerisine girişini arttırmalı, yaz mevsiminde azaltmalıdır. Bunun için pencere sistemlerinde çift camlar, loğ-e kaplı çift camlar, güneş kontrol kaplamalı camlar ile yalıtımlı doğramalar kullanılmalıdır. Tavan/çatı ve döşemeler: Binalarda duvarlar ve pencerelerden sonra en fazla isi kaybı/kazancı olan bölümler, tavan/çatı ve döşemelerdir. Bu bölümlere de isi yalıtımı yapılmalıdır. Bunun için çeşitli isi yalıtım malzemeleri ve detayları uygulanabilir. Isı yalıtım malzemeleri; isi kayıp ve kazançlarının azaltılmasında kullanılan sadece minimum kalınlıkta yalıtım sağlamak amacıyla üretilmiş yüksek ısıl dirence sahip özel ürünlerdir. Isı yalıtım malzemelerinin en temel özelliği ısı iletim katsayılarının düşük olmasıdır. Binalarda ısı yalıtımı uygulanması ile; • Çatı, duvar ve döşemelerde tekniğine uygun isi yalıtımı malzemeleri kullanılması ile ısıtma ve soğutma amaçlı tüketilen yakıt miktarının azalması, • Hava kirliliği azalması, • Sağlıklı ve konforlu bir ortam oluşması sonucunda sağlık giderlerinin azalması, • Yapı bileşenlerinin yogusma sonucu korozyona uğraması önlenerek binanın korunması sağlanır. B- Ses Yalıtımı Gelişen teknolojiye paralel olarak yapı elemanlarının hafiflemesiyle gürültü sorunları ortaya çıkabilmektedir. Bu sebeple yapı elemanlarının ses ışınları karsısındaki davranışlarını iyi bilmek, sonradan meydana gelecek ve masraflı, telafisi zor durumlarda kalmayı önleyebilir. Yapı elemanları vasıtasıyla iletilen bu seslerin miktarlarını azaltmak için alınan önlemlere “Ses Yalıtımı” denir. Yapı elemanlarında sesin iletimi ve yayılımı iki yolla olur : 1. Hava dogusumlu sesin bir mekandan diğerine iletilmesi 2. Darbe sesinin alici mekanda hava dogusumlu ses olarak yayılması Ya da strüktür yoluyla uzak mekanlara taşınarak hava dogusumlu ses olarak yayılması Özellikle konut, okul, hastane gibi gürültüye duyarlı yapılar için yapı elemanlarının ses geçis kaybı değerlerinin belli limitlerde olması gerekmektedir. Yapı akustiği açısından en doğrusu mimari tasarım aşamasında gürültü kontrolünün yapılmasıdır. Mekanların işlevleri ve bu mekanları etkileyen gürültü kaynakları göz önüne alınarak alınabilecek bazı önlemler su şekildedir : • Yapının Konumu - Yapının otoyollardaki trafik gürültüsünden, demiryolu ve havayolu taşıtlarının gürültülerinden etkilenmemesi için yapıları mümkün olduğunca buralara uzak inşa etmek. - Gürültü kaynağı ile seçilen yerleşim merkezleri arasına doğal tepeler, ağaçlar veya yapay setler oluşturmak. - Yansımaya sebep olacak bina şekillerinden kaçınmak. (U seklinde, avlu tipi) - Mevcut rüzgar ve sıcaklık değişimlerini dikkate almak. • Yapı içindeki bölme elemanlarının ses yalıtımı - Yapı elemanlarının yoğunluğunu arttırmak. - Çift tabakalı duvar uygulaması yapmak. - Cam alanlarında çift cam, lamine cam uygulaması yapmak. - Kalın, ağır ve boşluksuz kapılar kullanmak. Kullanılamıyorsa önlem almak. - Duvarları delerek geçen havalandırma kanallarından, borulardan ve etrafındaki boşluklarda ses sızıntısını önlemek. - Darbe sesine karsı yüzer döşeme uygulamaları yapmak (neopren,polietilen, tas yünü döşeme detayları) , esnek tespitli asma tavan uygulamak. SES YALITIMINDA KULLANILAN MALZEMELER : • Mineral Yünler • Polietilen • Kauçuk Köpüğü • Ahşap Yünü • Poliüretan C-Su Yalıtımı Yapıların uzun ömürlü olabilmesi, sağlıklı konforlu ve güvenli bir ortam sağlayabilmesi için iç ve diş etkenlere karsı doğru bir şekilde korunması gerekmektedir. Söz konusu bu iç ve diş etkenlerden korunabilmenin en etkin yolu da yalıtımdır. Bir uzmanlık dalı olan yalıtımın ana unsurları “doğru detay” , “nitelikli malzeme” , “ sağlıklı uygulama” dır. Yapılarda su yalıtımı, suyun hangi şiddette, hangi halde ve nereden gelirse gelsin yapı kabuğundan içeri girerek yapı elemanlarına dolayısıyla da yapıya zarar vermesini önlemek için yapılır. Suyun yapılarda sıvı veya gaz halinde bulunması yıpranmaların ve zararlı etkilerin en önemli nedenidir. Su yapıya çeşitli şiddetlerde çeşitli yollardan girebilir : Cepheden Sızma Yoluyla Rutubet: Sağlıklı bir sıva kati üzerine uygulanan bir boyadan beş ile on kat daha kalın olan dış cephe kaplamaları, yağmur nedeniyle cepheye vuran suyun içeri sızmasını engeller. Yogusma Yoluyla Rutubet: Dış cephe isi yalıtım sistemi iç cephe duvarlarının yüzey sıcaklığını yükselterek yogusmanin oluşmasını önler. Düzenli havalandırma yapılması ise bağıl nem oranını düşüreceği için yogusmanin ortadan kaldırılmasına yardımcı olur. Kılcal Su Yürümesi Yoluyla Rutubet: Koruma sıvası, yapısındaki kanallar yardımıyla suyun buharlaşmasını kolaylaştırarak, yüzeyde rutubet lekelerinin oluşmasını önler. Bu kanallar ayni zamanda, tuzları bünyesinde saklayarak bunların genleşip sıvayı çatlatmalarını engeller. Zeminden Sızan Su Yoluyla Rutubet: Su yalıtım sistemleri, suyun duvardan geççisine engel olur. Bu tür yalıtım sistemleri öncelikle dışarıdan, su tarafından uygulanmalı, ancak sızıntı veya eski binaların rehabilitasyonunda, su yalıtımı içeriden uygulanmalıdır. Basınçlı Su Yoluyla: Yapıya sürekli ve belli bir hidrostatik basınç yapan suları kapsar. Metre cinsinden su sütunu yüksekliği ile ifade edilen su durumu (kg/m2) olarak basınç yapar.Basınçlı suya karsı yalıtımın detaylandırılması su basıncına ve yapının yalıtım üzerine yapacağı sıkışma basıncı faktörüne göre yapılır. D-Yangın Yalıtımı Binanın yanıcılığının yapıda kullanılan malzemelerin niteliğiyle ilgili olduğunu düşünürsek, yangın çıkış olasılıklarının azaltılması ve çıkan yangının en az zararla atlatılması için binada kullanılacak yapı malzemesinin seçiminde tasarımcıya çok önemli görevler düşmektedir. Yangın denince akla sadece itfaiye ve söndürme gelmemeli, gerekli yangın güvenlik önlemleri alınarak yangını önleme yoluna gidilmelidir. Tüm bunların basarıyla gerçekleşmesi için öncelikli olarak yasal yaptırımların uygulanması ve sonrasında eğitim faaliyetlerinin her yas grubuna ve eğitim seviyesine göre düzenlenerek gerçekleştirilmesi gerekmektedir. .Binaların özelliklerinden biride doğa şartlarına direnmesidir… 1-Doğal afetler karşı dayanmalı Deprem, sel ve yel gibi tabii afetlere karsı dimdik ayakta kalabilmeleri için binaların sağlam zeminlere kurulması şarttır. Gevsek ve kaygan zeminlere çok katli bina yapmak söyle dursun basit bir gecekondu kondurmak bile akil kâri değildir. Yapıda en önemli kişim temel olduğu için masrafın çoğu da oraya yapılır. 2-Rüzgarın etkilerine karşı dayanmalı Çok katli binalarda en büyük sorunlardan biri tekrarlı rüzgar yükleridir. Binanın konumu, binanın konstruktif özellikleri, coğrafi özellikler, mevsim özelliklerine göre binanın da-ha çok yükselen noktalarında bu yüklerin etkilerini tahmin etmek zordur. O açıdan hem çalışma esnasında , hem de uygulamanın uzun ömürlülüğü için rüzgar yükleri ile ilgili tedbirleri almakta fay-da vardır. Bunlardan bir tanesi cepheyi yatay dilatasyonlar ile bölmektir. Bu dilatasyon islerinin rüzgar yüklerinde sağladığı faydalarla birlikte çok katli binalarda cephe kaçıklıklarının ipe alin-maşında göreceli olarak faydası vardır. Her dilatasyon nok-tasını dikine çıkışta bir kırılma noktası kabul ederek, cepheyi her bölünme içinde bağımsız olarak sakile alabiliriz. Uygulama esnasında karşılaşılacak rüzgarların çalışanları tehlikeye düşüreceği açıktır. O açıdan bilhassa brandalı iskelelerde sabitleme şayisi en az %40 arttırılmalıdır. Bitiş noktaları saçak, denizlik, har pusta gibi mutlaka sabitleme elemanları ile bitirilmeli rüzgarın tekrarlı ve inatçı etkisini, o noktadaki mantolamayi bir süreçte yorup açabileceği unutulmamalıdır. ---MALZEME SEÇİMİ--- Yüksek katli binalardaki bir kisim özelliklerden yukarıda bahsettik. Bu özelliklerden dolayı seçilen malzemede bazı nitelikler olması gerekmektedir. Bunlardan en önemli birkaç tanesi şunlardır. Yapıştırıcı, sıva ve yalıtım levhaları tipleri. EN normları ve referanslarındaki değerleri sağlamalıdır. Detay malzeme olan köse profilleri takviye edilmiş, sıkış-tırılmış, polystrol profil olası genleşmeler ve yüklerin karşılanması açısından uygun olacaktır. Yatay dilatasyonlar fonksiyonuna uygun üretilmiş ve sisteme su almasını engelleyici detaylara sahip olmalıdır. Düşey dilatasyon derzleri (varsa) tekniğine uygun bu is için, üretilmiş EPDM genleşme elemanlı olmalıdır. Açıklıkların kenarları EN normlarına uygunlukta file takviyeli olmalıdır. Pencere, kapı, diletasyon, denizlik, har pusta benzeri tüm bitiş noktaları sisteme su ve hava etkisini kaldıran, mastık, suya hassas profil veya kendinden yapışan bitiş profilleri ile donatılmalıdır. Hiç bir file bitiş noktası sabitlenmemiş kalmamalıdır. Sıva ve dekoratif kaplama cephelerin büyüklüğü göz önüne alınarak yeterli sayıda ekiple,kesiksiz bir işlemle bölünme noktasına kadar yapılmalıdır. Bilhassa dekoratif kaplamada böylece ek yerlerinin rahatsız edici görüntüsü olmaz. İskele sokumundan önce tüm cephe gözden geçirilmeli mastık, detay check list’i yapılmalı, temizlik yaptırılmalı, yağmur inişlerinin ve diğer açık rajlarin rijitligi ve geçirimsizliği test edilmelidir. Varsa gizli ve açık derelerin manto lama ile ilişkisi ve hataları kontrol edilmelidir. İskele sokumundan sonra sabitleme dübelleri P.U köpükle yalıtılmalı, üstleri sıvanmalı, bu sıva gerekirse sıcak hava tabancası ile kurutulmalı sonra boya rötuşu yapılmalıdır. Tüm meslektaşlarımıza kazasız ve kazançlı uygulamalar dilerim. .Binada bulunması(aranan) gereken özelliklerden biride ekonomik olmasıdır…Ekonomik olması yapıda kullanılacak malzemelerin sağlam olmasına dikkat edilmeli, en ekonomik şekilde teminine gidilmeli gereksiz ve TSE belgesiz kalitesiz malzeme alınmamalıdır. Gerektiğinden fazla araç ve gereç çalıştırılmamalıdır. Ayrıca, yapının yapılacağı bölgenin iklim şartları dikkate alınarak gerekli iş planları yapılmalı, zamandan ve işçilikten tasarruf sağlamak için soğuk ve sıcak havada yapıla bilecek işler o günlere göre planlanmalıdır. Yani en az maliyet ile en fazla kullanmayı sağlayabilecek çözümlere yönel inmelidir. - Herkese içinde yasayacakları basit ve sağlıklı bir yer sağlanmalıdır, ki bu da kesinlikle temel bir kriterdir. - Binanın gün ışığı, mahremiyet, eğlence ve dayanıklılık gereksinimlerimizi tam anlamıyla karşılaması sağlanmalıdır. - Bina tasarımı üzerinde nitelikli denetim sağlanmalı, sadece inşaat hatalarını azaltmakla uğrasan veya enerji kaybını önlemeye çalışan denetim – bu stratejiler gerekli ve istenilir olsa da – yeterli değildir. Yasam kalitesini yükseltmelidir. - Tasarım kalitesini tartışmalı, uzlaşmalı ve artırmalıdır ki bunun sonucunda binalarımız gerçekten kullanım için elverişli olsun. Binaların uzun ömürlü olması, seyrek yerleştirilmesi, 100 yıl ayakta kalması, önceden tahmin edilemeyen kullanımlara akilli biçimde uyum sağlayabilmesi konularında ısrarcı olan bir değerler sistemi gereklidir. Bu daha cömert plan boyutları ve döşemeden tavana yükseklikler, uyarlanabilir inşaat sistemi, doğal ışık ve havalandırma, ve maliyet ile paranın en iyi karşılığının alınması arasındaki ilişkinin incelenmesini gerektirir. Dayanıklılık hakkında ise: Günümüzde teknik yönetmeliklere rağmen, kaynakların savurgan kullanımı çok yaygındır. Yapı girişimcileri ticari mekanların içini beş yılda bir yenilerler. İnsanların giyimlerini yenilemeleri gibi yerine göre yapılmış mobilyalar değiştiriliyor. Binalar enerjinin neredeyse yarısını harcamaktalar ve küresel ısınmayı büyük ölçüde artırmış bulunuyorlar. Klimatizasyon ozon tabakasına geriye döndürülemez biçimde zarar vermiştir. Sentetik malzemeler iç mekanların hava kalitesini çok bozmuştur. Binaların enerji performansını optimizm etmek konusunda bilgi teknolojisinin potansiyeli olabileceğinden daha az kullanılmaktadır. Basarisiz tasarım ve inşaat teknikleri beton tamiri islerinin önemli bir sanayi haline gelmesine yol açmıştır. Sanayileşmiş ülkelerde, inşaat atıklarının (moloz) tüm atığa kıyasla yüzdesi yaklaşık olarak üçte ikidir ve yıkım malzemesinin çoğu, hala malzeme dönüşümüne geri dönmemektedir. Daha dayanıklı ve sürdürülebilir yapılar elde etmek için kamusal politikalar, artık aşağıdaki konulara yönelmelidir: - Sürdürülebilir bakim, altyapı ve atik teknikleri kullanan, daha az sentetik malzemeden yararlanan, sağlıklı çevre oluşturan, ve becerikli tasarım ve doğru denetimle zamanımızda olanaklı olduğu kadar az enerji tüketen binaların yapım ve tasarımını desteklemek. - Bakim gereğini ileri görüşlü tasarımla önemli ölçüde azaltmak. Geçmişte kullanılan yöresel yapı teknolojileri, bize, malzeme ve enerjinin ekonomik kullanımını gösterebilir. Dayaniklik, parasal, ekonomik ve çevresel sürdürülebilirliği birleştirir. - Bölgelerinin ikliminin özelliklerini edilgen bir biçimde kabul eden binalar yaparak, bölgesel farklılıkları geçmişte olduğu gibi dile getirmek. - Binaları, planlanan hizmet ömürlerini göz önünde tutarak tasarlamak. Eğer bina sadece geçici olarak kullanılacaksa, Ya da erken bir aşamada kapatılacaksa, kolayca yeniden dönüşecek malzeme kullanılmalıdır. - Bina maliyetlerini sadece yatırım maliyetine göre hesaplamakla kalmamak. Tüm maliyeti - bakim ve yıkım maliyetleri yanında yıkım sonrası yeniden dönüşümü olmayan ve elden çıkan malzemenin maliyetini de katarak - hesaplamamız gerekir. - Sürdürülebilir yapıların yatırımları ve planlamaları için döngüsel bir enerji ve malzeme ekonomisini geliştirmek ve sürekli denetlemek. - Sürdürülebilir yapıların uygulama sonuçlarını yapı araştırmaları kapsamına alarak, etkilerini "klasik" yapı yöntemlerinin tüm maliyeti ile karsılaştırmak, ve böylece, genel kamuoyunda sürdürülebilir yapılardan yana (parasal) siyasal özendiriciler yaratmak. Zevke gelince: çağdaş yönetmeliklerin açmazı, toplumun, yangın güvenliği, strütürel sağlamlık gibi teknik yapı iyileştirme yönündeki çabaları arttıkça, binaların, gerek bireysel olarak, gerekse de topluca, daha çirkinleşmesidir. Tokyo'dan Napoli'ye, Sydney’den Berlin ve ötesine kadar herlerde ayni olan endüstriyel inşaat yöntemleri kullanıyoruz. Bu, bölgesel, kültürel, estetik, insani değerler gibi birçok düzeyde, bayağılaştırıcı olmaktadır. Ayrıca, sürekli değişim zorunluluğu içinde inşa edilmemiş hiçbirseyin kalıcı değeri olamaz. Kötü planlamanın ve uygulamanın maliyeti,kısa garanti süreleri ardından, planlama aşamasında henüz bilinmeyen alici Ya da kullanıcının üstüne kalacaktır. Özel kullanım için Ya da "değerli mal" olarak yapılan binaların çok farklı kalitesini incelemiş olanlar, neden söz ettiğimizi daha iyi anlayacaktır. Koruma politikaları ve tekniklerinde günümüzdeki önemli ilerlemeye karsın, yerel ve yöresel kültürü dile getiren birçok sıradan eski yapının gözden çıkarılmasına Ya da yıkılmasının nedeni, eskiyi görmeyip yeniyi isteyen, yeni ama geçici zevklerden kazanç sağlayacak kısa vadeli spekülatif çıkarlara göz yuman bir denetim ve finansman sistemidir. Öte yandan, birçok kentsel planlama yetkilisi, gerçek mirasımızı bayağılaştıran ve kaba çağdaş detaylarıyla onunla adeta alay eden bir pastiche tasarım istemi getirmektedir. Daha iyi bina ile, daha zarif, kültürel açıdan daha anlamlı, ve yerine göre, daha çağdaş olan daha iyi mimariyi birlikte geliştirmemek için hiçbir gerekçe yoktur. Bu, sadece bir estetik sorun değildir; teknolojinin dışlanması sorunundan da ibaret değildir; her zamandan bol olmasına rağmen sonsuz olmayan ekonomik kaynakların ziyan edilmesi sorunu da değildir. Bunların ötesinde, yurttaşlara içinde yasamaya uygun yer sağlamak sorunudur. Yapı kültürünün sağladığı kimlik ve bir toplumun kendisini nasıl gördüğü ile ilgilidir. Küreselleşme çağında yapılardan daha çok zevk almak için, kamu politikaları artık aşağıdaki konulara yönlendirilmelidir: - Bütüncül, yüksek kaliteli, yaratıcı ve sürdürülebilir bir mimari türü geliştirmek. - Geçmişin önemli yapıları yanında günlük yasam mimarisini de, günümüzde ve gelecekte yeni kullanımlar için korumak. - Malzeme döngüleri, çevremiz, ve enerji ile sermayenin dikkatli kullanımı konularında geçmişin bilgisinden yararlanmak. - Çağdaş ifadenin en yüksek standartlarını, sıradan taklitlerin üstünde tercih etmek. - İnsanlara bir kimlik duygusu vermek ve yapılı çevreleri konusunda kendilerine güvenmelerini sağlamak için mimari çaba göstermek. - Hislerimizi ve algılarımızı, mekansal kimlik duygumuzu, çağımızın ruhunu ve geçmişle ilgimizi, essiz bir mimariye dönüştürecek yapı kültürünü geliştirmeyi mimarin gerçek görevi haline getirmek. BİR BİNA BULUNMASI GEREKEN ÖZELLİKLER Yapılarımız işlevsel ihtiyaçları daha fazla karşılamalı, daha uzun ömürlü, daha zarif ve güzel olmalı, daha az enerji kullanmalı, çevrelerine ve tarihimize daha saygılı olmalıdırlar. Mutfak tasarımı kullanışlı, içinde ayakta durulması kolay, iyi aydınlatılmış ve yapılmakta olan işe yoğunlaşmak için en az gayreti gerektirecek - veya tam tersi şekilde olabilir. Sınıf öğrenmek için iyi: iyi aydınlatılmış, havalandırılan, konsantre olmak için yeterince büyük, sıkıcı bir ders olmasını engellemek için güneş alan, yan odalardan gürültü gelmeyen bir yer - veya tam tersi olabilir. Hastane iyileşmek için iyi: perdeler veya bölmelerle özel kullanım sağlayacak şekilde, uygun zamanlarda diğer hastalarla sohbet etmeye müsait, insanlara dışarıdaki dünyanın güzelliğini hatırlatarak onları hasta yataklarından kaldıracak bir yer olabilir, veya bunların hiçbiri olmayabilir. Bina ölçeğinde de, mimarlığın kalitesi uygunluk, sağlamlık, dayanıklılık ve zevk gerektirir. Kullanım için uygun olmanın koşulları: bireysel veya grup kullanımına uygun doğru ölçülerde ve ölçekte yapılmış odalar; uyumak için, temiz havası olan ve dinlenmek için güvenli bir yer olan, sessiz, mevsime göre istendiği gibi ılık veya serin olan bir mekan; aydınlık, kullanışlı ve iyi iş yapmamızı mümkün kılan bir büro; tören ve sosyal etkileşim için uygun bir yer; zaman içinde değişen işlev ve gereksinimlere uyum sağlayabilecek bir yer; sağlıklı yapılı çevreye sahip olan ve ekolojik olarak güvenilir bir yer olmalıdır. Varolduğu süre boyunca dayanıklılık durumu: binalar kuru (nemsiz) olmalı, enerji kullanımı ve bakımı açısından ekonomik olmalı, yeterli uzunlukta bir yaşam süresine sahip olmalı, ve kusursuz bir şekilde iş görmelidir. Zevk: oran zarafeti; iyi isçilikten duyulan haz; renk, ışık ve gölge, biçim ve siluet olasılıklarının bilinci; günümüzün kültürel meşruiyetine duyduğumuz inanç, geçmişe ve bölgesel kimliğe gösterdiğimiz saygı sayesinde beliren kültürel uygunluk ve anlamlılıktır. Ya bugün? Uygunluk hakkında: Birçok çağdaş konutta yetersiz mekan standartlarına bulunmaktadır. Avrupa Birliğinde, kişi basına ortalama yasam alanı 30 metrekaredir ve bu Çin Halk Cumhuriyetinde bunun yerine geçen miktardan 3 kat daha fazladır – tabi üstelik milyonlarca insanin başlarını sokacak bir çatıları bile olmadığı da göz ardı edilemez. Günün hangi saati olduğunun, daha da kötüsü değişen mevsimlerin algılanması olanaksız olan, doğal aydınlatması bulunmayan bürolar ve dükkanlar yapıyoruz. Varolduğu sürece dayanıklılık konusuna gelince: Engellenemeyen ve potansiyel sınırsız büyümeye inanarak, işlev değişikliklerine uyum sağlayamadıkları için binaları inşalarından 20 yıl sonra yıkıyoruz. Bununla ilgili olarak kaynakların, sermayenin ve malzemenin ziyan edilmesi kabul edilemez